Page 7 - TMDH
P. 7
Babasının da arzusunu ve hedeflerini ondan aldığı bu bayrağın sorumluluğunun çok
iyi farkında olarak çalışmış. Ancak bunu dillendirmeyi ve açıklamayı bırakmış,
babasını ve ideallerini unutmuş gibi görünmüş.
Bu dönemi kendisi şöyle anlatmaktaH
” Babam rahmetli bana. “Oğlum okulu bitir işlerin başına geç ben köye gidip prefabrik
bir ev yaptırıp orada yaşayacağım, işlerle sen ilgileneceksin.” Bu arzusunu da sadece
bana değil etrafına da söylemiştir. Hatta prefabrik ev yapmak istediği tarlayı bile
sahiplerinden istemiştir. Onun ölümünden sonra, Yurt içinde bana çıkartılan
engellemeleri ve diğer bazı durumları göz önüne aldığımda, her şeyden uzak olarak,
kendimi babamın istediği gibi yetiştirmek zorundaydım. Ancak bazı şeyleri herkese
de dile getiremedim. Amcalarımdan biri de bu durumları çok iyi bilir. Babamın
ölümünden sonra her şey çok farklı idi. Farklı şekilde açıklamam gereken durumlar
oldu. Her şeyi olduğu gibi dile getiremedim. Burada daha fazla detaya girmeyeceğim
çünkü çok uzun detaylı yaşanmışlıklar, tecrübeler tabi ki çok ama çok zorlu
dönemlerdi.
Tüm bana yaşatılan o zorlu süreçler ve benim gibilere yapılanlardan çıkarttığım
dersler, babamın durumundan aldığım ibret, beni farklı bir yapıya büründürdü.
Örneğin, bir konudaki projem eğer mesleksel anlamda çok önemli şeyleri içermekte
ise, bunun gerçek içeriğini bir tek ben biliyorum. Bu içeriği farklı şekillerde şifreliyorum
ve vasiyetim olarak güvendiğim kişilerin ulaşabileceği şekilde oluşturuyorum. Ve
çalışmalarım ile ilgili zamanı gelene kadar, bekliyorum. Tıpkı bir yemeğin pişirilmesi
gibi. Eğer zamanı gelmeden bir sosu bağlamaya çalışırsanız başarısız olursunuz.
Tıpkı zamanını geçirdiğinizde de bu sosu veya yemeği yakacağınız gibi. İşte o
yüzden bizim meslekte her zaman planlama, programlama ve zamanlama çok
önemlidir. Hayatımdaki tüm zorlu süreçler, mesleğimi icra ettiğim yerlerdeki yüksek
disiplin ve yoğunluk bende kendime özgü bir karakter geliştirdi. Bu tür adımları atma
ve farklı önlemler alma zorunluluğu oluşturdu. Ve bazı konularda başkalarında
olmayan meziyetleri edinmemi sağladı diyebilirim.
20'li yaşlarımdan beri yaşadığım tüm zorlukların neticesinde, benim için tek çıkış
yolu dediğim gibi yurt dışı idi. O dönemde çalıştığım firma ve babamın bazı
arkadaşları, beni yurt dışı operasyonlarının olduğu bölgelere gönderme vaadinde
bulunmuşlardı ancak bunun oyalamadan ileriye gitmediğini fark ettiğimde onlara
sadece bir istifa mektubu yazmıştım.”
Tüm bu zorlu süreçlerden sonra, Tolgahan Gülyiyen; yurt dışında iş aramaya
başlamış.
BTA'dan ayrıldıktan sonra bir süre yurt içinde iş aramış. Daha sonra çok değerli bir
ustasının vesilesi ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne çalışma izni çıkartılarak
çalışmaya gitmiş. Lakin burada daha 1 haftası dolmuş dolmamışken. Amerika’ya
yaptığı başvurunun kabul edildiği haberi gelmiş. Bunun üzerine işten affını isteyerek
ayrılmış. Bu dönemi ise kendisi şöyle anlatıyor.
“Kıbrıs her ne kadar Türk Cumhuriyeti de olsa kendi kuralları var. İşi bırakmak
istediğimde; Bana, benim için kolay kolay çalışma izninin alınmamış olduğu söylendi.
Yani benim için aldıkları izni almak aynı dili de konuşuyor olsak oranın kuralları
çerçevesinde kolay bir iş değilmiş. Hatta bu yüzden vardiyayı beğenmediysem
düzenleme vb. gibi konularda kolaylık gibi tekliflerde yapıldı. Ama orda çalışan