Page 39 - TMDH
P. 39

Zeki Gülyiyen Ustamız'a Hitabe,

               “Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın;
               Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın  Heyhât!
               Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât
               Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
               Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.”

               Ey babam canım babam 10 yılda bir çoğu oğlunu, senin o gösterdiğin hedeflerden
               şaşmış sandı. Keza bu senin oğlunun içinde bırakılmış olduğu ağır şartların gerekliliği
               idi... Çünkü, Geçen 10 yılda senin adını unutturtmayacağını, ömürlerinin sonuna
               kadar yaşatacakları üzerine yeminler edenler, Hatta şeref ve haysiyetleri üzerine dahi
               ant içenler, her tarafa bu konularda yazılar yazıp demeçler verenler, timsah
               gözyaşlarına boğulanlar, senin için saygı duruşlarına davetiye çıkartan sözde yol
               arkadaşların, dava arkadaşların hatta sözde haberci olduğunu sananlar, hepsi
               sözlerini bilerek ve isteyerek unuttular.

               Davanı ve Adını silmek için her türlü riyakârlığa başvurdular. Buna en yakınlarında
               tutuğun bazı kişilerde dâhil. Ve hatta senin oğlunu bile kıskanarak, doğduğu yerde
               kendi baba mesleğini yapmasını dahi istemediler ve engellediler... Oğlununu ve senin
               adını silmek, onun seni anmasını engellemek için,  senin manevi mirasından mahrum
               bırakabilmek adına dahi çok çaba sarf ettiler! En zalimce tehditlere kadar bile işi
               vardırdılar... İşte Geçen bu 10 yılda, Oğlun senin adına açıktan bir hayır bile
               yapamadı.

               Çünkü yapsaydı “Babasının adıyla, böyle prim yapma peşinde” diye hadsiz bir
               şekilde, küstahça iftira ve ithamlarda bulunacaklardı. Senin oğlun olarak bile seni en
               masum duygular ile anmak istememe dahi her türlü kılıfı arayacaklardı. ALLAH'a
               şükürler olsun ki işte bu gün senin isminin üstüne oğlun olarak tek başıma, kendi
               ismim ile beraber 10 kat daha fazla koymuş durumdayım ! Ve işte tamda bu
               yüzden,  beni en doğal haklarımdan dahi mahrum etmek isteyenlerin çoğuna bu
               konuda sadece susmak düşüyor.

               Ey babam canım babam sen herkesi dostun mu bildin... Ey babam! Sen Ne de yufka
               yürekliydin. Ey babam! İşte bu ahval ve vaziyetlerde bana bıraktığın manevi mirasının
               bir gereği olarak ben üstüme düşen vazifelerimden hiç taviz vermedim, gereken
               hassasiyet ile gerektiği gibi çok çalıştım ve hala çalışmaktayım. Seni 10 yılda gereği
               gibi açıkça anmak bile bana çok görülmüş idi. Lakin bu duruma 30.Ağustos.2019
               Cuma gününden itibaren tıpkı 10 yıl önce hayal ettiğim ve düşündüğüm gibi son
               vermiş bulunmaktayım. Bundan sonra senin yüksek ideallerin, senin bıraktığın
               manevi mirasın ve fikirlerin doğrultusunda tüm Dünya'da faydalı gördüğüm her türlü
               çalışmalarda ve projelerde senin gibi en önde olacağımdan dün emin olduğun gibi bu
               günde emin olmanı isterim. Senin gibi bir duayen Usta’nın ve Türk mutfağı için,
               idealleri için canından dahi geçmiş bir efsanenin oğlu olarak fikir ve düşüncelerinin
               hiç bir zaman silinemeyeceğini, ALLAH’ın izni ile bu gün bir kez daha dost ve
               düşmanlarına, seni kıskanıp çekemeyenlere, sana onca haksızlıklarda bulunup,
               eziyet edenlere ve seni o hallere koyanlara, bana Türk mutfağı için çalışmayı,
               gelişmeyi ve geliştirmeyi çok görenlere göstermiş olmanın onurunu ve gururunu
               yaşamaktan çok mutluyum.Mekânın cennet olsun, Rabbim rahmetini senin üzerinden
               hiç esirgemesin İnşallah. Huzur içinde olunuz...! Oğlunuz Tolgahan.
   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44