Page 21 - TMDH
P. 21
başka bir şey ifade etmemektedir. İşte bu yüzden bu zararların daha fazla
verilmemesi adına bu konularda tamamen kendi kültürümüze dönük gençlerimize
okullarda milli aşçılık eğitimleri verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Gençlerimizin, milli
yemek kültürünü geliştirmelerini, kendi öz-milli mutfağını önce bilmelerini sağlayacak
eğitimleri teşvik ederek bunları onlara aşılamanın ve öğretmenin farkında olunması
gereken öncelikli bir zorunluluk olduğunu düşünmekteyiz. Tüm bunlarla ilgili
zorunlulukları herkese anlatmayı kendimize görev bilmekteyiz.
TMDH, sektördeki adamcılık, köycülük, hak etmeyenlerin sırf kendi yakınları diye
ödüllendirilerek sanki gerçekten başarılılarmış gibi ön plana çıkartılmasını güçlü bir
şekilde kınamaktadır. Bir takım insanların hiçbir zaman hak etmedikleri ödüller ile,
sektörde gerçekten başarılı olmayı hak edenlerin önlerine geçmelerinin sağlandığı
anlayışı da tamamen kınamaktadır. TMDH, geçmişte olmuş ve halen vuku bulabilen
bu tür hak yemeleri her zaman dile getirmeyi de kendisine istikbalde de görev
edinmiştir.
Mesleğimizin kutsal bir meslek olduğunu atalarımızdan, ustalarımızdan öğrendik.
Mesleğimiz babadan oğula asırlarca geçerek gelmiş kutsal bir meslektir. Askerlik
mesleği dışında hiçbir meslek yoktur ki bizim mesleğimiz kadar çaba, emek, fiziksel
gayret ve daha saymakla uzayacak birçok fedakârlık gerektirsin. İşte bu yüzden aşçı
ve şef ceketi de tıpkı bir asker üniforması gibidir, Hak etmeyenlerin asla giymemesi
gereken, mesleği aşçılık olmayanların üstünde asla durmaması gereken kutsal bir
üniformadır. Tamda bu nedenle hayatlarında mutfakta bir gün dahi çalışmamış kişiler
şef gibi konuşmaya, aşçı gibi davranmaya veya gerçekten şef olan kardeşlerimizin
yanında ahkâm kesmeye asla haklarının olmadığını düşünmekte ve bu görüşü
savunmaktayız. O yüzden bu üniformanın kutsal bir emeği temsil ettiği konusunda
herkesin bilinçlenmesini sağlamak görevlerimiz arasındadır.
TMDH, bu bağlamda da Aşçılık tecrübesi hiç olmayanların veya bir şef konumunda
olabilmelerini gerektirecek bilgi ve tecrübeye sahip olmayanların, sadece bir üniforma
giyerek takındıkları bazı hal ve hareketleri de kınamaktadır.
TMDH, sektörde kutuplaşmaya ve ayrılığa dolaylı veya direkt olarak yol açan,
açabilecek her şeye tamamen karşıdır. Görevimiz herkesi kucaklayarak birlik
olunmasını sağlamak suretiyle, istikbalde Türk mutfağı için herkesin elini taşın altına
gerçekten koyması gerekliliği gerçeğini vurgulamaktır.
Bunun için tüm Turizm ve aşçılık ile ilgili sektörde bulunanları herkesi, hatta tüm
dernek ve federasyonlarımızı da göreve davet etmekteyiz. Bu ülkü için tüm mevki ve
makamların bir kenara bırakılabileceğini, bunların asla bir önemi olmadığını
hatırlatmak istemekteyiz. Çünkü bu sektörde hiç kimsenin mevki ve makamı Türk
mutfağının istikbalinden, hatta ve hatta Türk mutfağı davasında birleşerek bir çatı
altında olmasından asla daha mühim değildir, olamaz ve olmamalıdır.
Bu çağrıyı mutfak kültürümüz için, istikbalimiz için ve gençlerimiz için her zaman
yapmayı kendimize bir görev bilmekteyiz.
TMDH, sektörde gerçekten Türk mutfağı için çıkarsız, riyasız olarak birlik ve
beraberliği savunmaktadır. Bunu da bir gereklilik olarak görmektedir. Çünkü bu
sayede daha büyük ve güzel işler yapılacağına inancımız tamdır. Bu sayede birileri
tarafından kasıtlı olarak şişirilen ve asla hak edilmemiş başarıların, şan ve şöhretlerin
gerçek yetenek sahiplerinin olacağına, adamcılık düzeninin son bulacağına ve
herkesin, özgürce fikirlerini, düşüncelerini ön plana çıkarak piyasada gerçek bir
rekabetin olacağına yürekten inanmaktayız. Bu bağlamda da kendi özüne sahip