Bu yazı, Kurucu Başkanımız Sayın Tolgahan Gülyiyen sosyal medya hesabından alınmıştır. Kendisi bu yazısına, Mehmet Yalçınkaya - Zeki Açıköz - Serkan Çetinöz gibi isimleri etiketleyerek bir içerik ve bu yazıyı paylaşmıştır.
ELİNİZİ KİM TUTUYOR DİYE SORDU
Mehmet Yalçınkaya Zeki Açıköz
“AŞÇILIK CAMiASI AYAĞA KALK ! TÜRKiYE AŞÇILAR FEDERASYONU OLARAK PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ. BELGEYİ YAYINLIYORUZ DÜZELENE KADAR YAYIN YAPACAĞız BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ”
Gibi hamasi ifadeler bana değil sizlere ait…
Mehmet, Zeki, geçmişte hamasetle millete attığınız nutukları bir kenara koyalım.
Televizyona çıkınca o işler ayakkabıya karides koymaya ya da Menemen yapmaya benzemiyor dimi… Acun’a niye söylemiyorsun? ‘Ben geçmişte bu lafları ettim ve düzelene kadar yayın yapacağım dedim. Fakat sözümü yerine getirmedim. Düzeltememiş olduğumuz ve bunla da ilgili verilmiş sözlerimiz var. Bu sözleri tutmak istiyorum, istiyoruz’ diye büyük patronlara niye söylemiyorsunuz?
Mehmet, sakın yanlış anlama farklı açıdan baktığımda o ayakkabı konusunda seni asla yadırgamıyorum. O konu görecelidir. Ama yanlış yerde ayakkabıya yemek koyuyordun. Ondan sonra da kendinizi Türk mutfağına maal ediyordunuz. Olmaz öyle… Kim öğretti size bunları… Türk mutfağının ya da Osmanlı Saray mutfağının neresinde var? Ya ayakkabına koyacaksın yemeği ve başka mutfakları alacaksın ağzına ya da Türk Mutfağı demeyeceksin. Ama siz nasıl işinize gelirse öyle yaptınız. O yüzden olmaz. Yoksa herkes bilir ilgi çekmek için istediği her yere karides koymasını… Ayakkabıda karides Türk Mutfağı şefiyim diyen için olmaz. Türk mutfağının şefi karidesi koyacağı yeri iyi bilir.
Arkadaşlarım görevlerini yapmışlar. Sizlerle ilgili dosyaları instagramdan size iletmişler. Ama onları engellemişsiniz. Bu sosyal medya zaten çok saçma bir yer… Hiç bana göre değil. Hazır Ankara’dayken sırf bunları buradan kamuoyu önünde de size yazıp tarihe not düşmek için burdayım. Yoksa bu sosyal medya aklı başında insanın çekeceği bir ortam da değil.
Bu dersimizin konusu hamaset yapanları nasıl anlarız. Bu yüzden o amca oğlun Alaattin ile ve onun senin adına yaptığı tehditlerle ilgili olan mevzuyu zaten hiç açmayacağım. Onları yazıp anlattık. O başka dersin konusuydu.
Burada asıl mesele sizin neden hala söz verdiklerinizle ilgili yayın yapmıyor oluşunuz.
Siz geçmişte bu yazıları yazmadınız mı? Şimdi de televizyonlara çıkıp yerine göre şef böyle olur. Aşçılık şudur, aşçılık mesleği de böyle olur diye topluma nutuk atmıyor musunuz? Geçmişte gösterişlerinizi yapıp nutuklarınızı attınız. Şimdi hala aynı konulardaki bu nutukları ve gösterişleri niye televizyonlarda atmıyorsunuz… Niye sizin tayfa şimdi de o kanallardan, gazetelerden veya dergilerden “Aşçılık Camiası Ayağa Kalk!” demiyor? Niye bu konuda taş üstüne taş koymak isteyenlere katkı sağlayacak bir paylaşım bile yapmıyorsunuz? Geçmişte büyük puntolarla yazdığınız sosyal medya paylaşımlarınız şimdi nerede?
Peki aşçılık mesleğinin meslek olması için şimdiye kadar hamasi söylemleriniz dışında ne yaptınız? Televizyon veya gazetelere niye hiç demeç vermediniz? Geçmişte bu sözleri kim söyledi? Ben söylemedim! Ben kendimi bildim bileli söylediğim tüm sözlerin zaten arkasındayım ve size bile verdiğim o sözümü tuttum. Size bir gün bunları yazacağımı söylemiştim. Benim tüm sözlerim orada yazılı… Bakmak isteyen açıp bakar. Sizin de sözleriniz burada… siz niye sözünüzü tutmadınız?
Bu hamasi söylemlerle kendinize prim kazandırmak dışında yıllarca şu aşçılık mesleğine elle tutulur ne kattınız? Niye camiaya söz verdiğiniz gibi bu konu düzelene kadar yayın yapmıyorsunuz? Acun bey mi izin vermiyor? Zahmet olacak ama sessiz sessiz köşenizde duracağınıza anlatın da bilelim. Kim elinizi tutuyor?
Bu arada bu yazıyı okuyacak olan değerli doktorlar, sağlık çalışanları ve sözlerinin eri olan tüm değerli insanlar;
Türk mutfağının gerçek değerlerinden biri olan Zeki GÜLYİYEN şöyle demiştir: “Önce doktor sonra biz… Doktorlardan sonra biz Aşçılar geliriz.”
Tüm değerli doktorlarımızdan ve sağlık çalışanlarımızdan özür dileyerek bunları ifade ediyorum. Aşçılık camiası içerisinde sizlerin değerlerini bilmeyenler ama toplum önünde, televizyonlarda ve gazetelerde bizim mesleğimizle ilgili nutuklar atanlar var. O yüzden böyle bir yazı yazdım.
Şimdiye kadar doktorlarımıza değer veren tek sosyal medya paylaşımları veya tek mesajları bile olmayanlar, çıkıp aşçılık mesleğine değer katmaktan veya aşçılık mesleğinin meslek olarak bir yerlerde tanınmasından bile dem vurabiliyorlar.
Ben de onlara diyorum ki: Sizler önce doktorlarımızın kıymetini bildiğinizi kanıtlayıp onların yanında durun…Önce sizler Zeki GÜLYİYEN gibi “önce doktorlar sonra biz” deyin. Belki o doktorlarımız da birgün gelip biz aşçıların yanında dururlar. Yoksa yıl olur 2222 biz göremeyiz ama birileri hala aynı yerdeyiz der, durur. Umarım bu öngörümde yanılırım.
Doktorlarımızın bunca sıkıntıları ve dertleri varken, bizler bugün ve gelecekte aşçılık mesleği için ne diyebiliriz. Hangi yüzle deriz? Ne desek boş olur. Bence doktorlar varken önce kendimizi düşünmekte ayıp olur.
Biz Aşçılar bugün ancak Zeki Gülyiyen’in dediğini diyebiliriz: ÖNCE DOKTOR SONRA BİZ!
Değerli doktorumuz Ekrem Karakaya’nın katledilmesinden ötürü çok üzgünüm. Hepimizin başı sağolsun.
Tolgahan Gülyiyen