Duyurunun altında yer verilen yazı, Sayın Tolgahan Gülyiyen'in sosyal medya hesabından alınmıştır.
DUYURU
TMDH-Türk Mutfağı Hareketi, uzun yıllardan beri oluşturmuş olduğu tüm çalışmalarında Türk mutfağına, Türk aşçılarına ve aşçılık mesleğimize hep daha fazla saygınlık kazandırabilmek için aklın ve bilimin ışığında hareket etmeye çabalamıştır.
Gündelik siyasetin dilinde bile olsa mutfağı, mutfakta çalışan insanları ve kadınları dolayısıyla da aşçılık mesleğinin saygınlığını zedeleyip küçümseyebilen sloganlar, söylemler nerede, hangi zeminde kimler tarafından ifade edilirse edilsin istisnasız olarak bu tür ayrıştırıcı yaklaşımları kesinlikle çok yakışıksız bulmaktayız.
Bu çerçevede Kurucu Başkanımız Sayın Tolgahan Gülyiyen’in ilgili konularda bizzat yazarak yapmış olduğu bütün sosyal medya paylaşımları aynı zamanda TMDH’nin mesele hakkındaki resmî görüşünü yansıtan paylaşımlardır.
Özellikle annelerimiz ve kadınlar dahil mutfaklarda çalışarak hayatlarını kazanan tüm insanları da küçümseyebilenlerin söylemleri yerine; mutfaklarda çalışanlara, mesleğimize ve Türk mutfağına saygınlık kazandıracak olanların söylemlerinin gündemlere taşınmasını ümit etmekteyiz.
DUYURU ARŞİV-1
Kamuoyuna ve Türk Aşçılarına Saygıyla Duyurulur
Ramazan Çolak
TMDH SÖZCÜSÜ
TER TEMİZ ALINLARININ TERİYLE MUTFAKTA ÇALIŞANLARIZ
“Doktorlardan sonra biz (mutfakta ana gibi,kadın gibi, erkek gibi, adam gibi, baba gibi çalışan) aşçılar geliriz.”
Bayramdır, özel gün tatilidir bilmeden yeri gelince 1 dakika bile dinlenemeden arı gibi mutfaklarda çalışarak kendilerine ve ailelerine helal kazanç yediren binlerce insan biliyorum. Onlar kimsenin hakkına girmeden hak ederek elleriyle emek vererek ekmek yerler,kazanç sağlarlar.
https://twitter.com/TGulyiyen/status/1655550034551644163?s=20
===
1-Dünyaya ve dünya insanlarına da bakarsak; belli sektörler ve istisnalar hariç çok az insan gerçekten emek vererek alın teriyle çalışıp hak ettiği ekmeği yiyor olabilir mi sorusunu gözlem yoluyla bile elde edilebilecek olan verilerin ışığında sormamız da gerekebilir.+ https://t.co/VMqWdoC3ld pic.twitter.com/fLEZT7xeyw
— Tolgahan GÜLYİYEN ? (@TGulyiyen) May 8, 2023
1-Dünyaya ve dünya insanlarına da bakarsak; belli sektörler ve istisnalar hariç çok az insan gerçekten emek vererek alın teriyle çalışıp hak ettiği ekmeği yiyor olabilir mi sorusunu gözlem yoluyla bile elde edilebilecek olan verilerin ışığında sormamız da gerekebilir.+
2-Konuyu ilgilendirecek verilerin toplanmasıyla küresel bir çalışma yapılacak olsa; alın teri açısından da mutfakta çalışanların içinde bulunduğu sektör, dünya siyaset sektörünün hep en üstünde kendine yer bulabilir mi? sorusunun cevabı da çok ilgi çekici olabilirdi.+
3-Dünyadaki mutfaklara tamamen gelişmiş teknolojiler, yapay zekayla donatılmış olan robotlar girinceye kadar da mutfak sektörü çalışanlarının alın teri ve hak edilmiş kazanç konusundaki olası listedeki sırası hep en üstlerde olması ihtimali olasılığını da küçük görmemek gerekir.+
4-Kadın veya erkek olsun mutfakta alın teri ve el emeği ile çalışmak; kendi şahsi menfaatleri için insanlara haksızlık yaparak kul hakkı yiyebilenlerin çenelerinin çalışmasından çok daha iyidir, çok daha güzeldir.” Fikri: Sayıları az da olsa bazıları için çok daha evla olabilir.+
5-Bilenler de bilir ki: Mutfakta, tarlada kadın gibi, ana gibi, erkek gibi, babalar gibi çalışanlar en azından hem kendi ailelerinin hem de insanların faydasına dünya ekonomisine ve üretimine çok önemli katkılar sağlarlar.+
6-Vicdanen bugünkü dünya şartlarında mutfakta çalışmayı herhangi bir ülkenin meclisinde veya yine herhangi bir ülkenin siyasi makamında olmaya yeğlerim” diyenler belki belli makamlar için ikna edilebilirseydi; belli alanlarda daha verimli çalışmaların teşvik unsuru olurlardı+
7-Mutfaklarda çalışanlar mutfaklarda hiç boş durmazlar. Dünya ülkelerinin meclislerine girenler içerisinde ise yasama dönemini hiçbir çalışmaları olmaksızın tamamlayabilenler olabilir. Parlementolarda hiçbir katkıları olmayanlar belki de önce mutfaklarda 1 yıl staj yapmalıydı.+
8- Mutfaklardaki çalışma ortamına, sistemlere ve disipline kim kaç gün dayanır bilinmez. Kim kaç günde havlu atıp bağlantıları aracılığıyla birilerine reklam haberi yazısı yazdırtıp mutfakta daha çırak bile olarak çalışamadan şef olduk diye ortaya çıkar-çıkmaz o da pek bilinmez.+
9-Yine de yıllarını böylesi önemli bir mesleğe ve mutfağa vererek hak etmiş şekilde AŞÇI-Aşçıbaşı olabilenler eğer bir gün temiz siyasetin içinde bir yer bulabilirlerse ve mesleklerinden ötürü küçümsenmezlerse belki o zaman dünya çok daha güzel bir yer olmaya başlar.
10-Belki tüm bunları başarabilen ve bir mesleğe önce o mesleği yapanlara saygı duyarak her açıdan saygınlık kazandırabilen dünyadaki bazı ülkeler zamanla da kendi ulusal mutfak kültürlerini küresel anlamda çok daha güzel yerlere getirme fırsatını yakalayabilirler.
11- “Doktorlardan sonra biz (mutfakta ana gibi,kadın gibi, erkek gibi, adam gibi, baba gibi çalışan) aşçılar geliriz.”
-Zeki Gülyiyen
===
Evde veya işte saatlerce mutfaklarda çalışıp hayatlarını temiz alınlarının terleriyle kazanarak helalinden ekmek yiyen ve ailelerini de hak ederek kazandıkları ile geçindiren insanlar, kadın gibi kadınlardır…Anne gibi annelerdir, adam gibi adamlardır ve baba gibi babalardır! https://t.co/bOnKJQVEYE pic.twitter.com/f3ANknWEgu
— Tolgahan GÜLYİYEN ? (@TGulyiyen) May 8, 2023
Evde veya işte saatlerce mutfaklarda çalışıp hayatlarını temiz alınlarının terleriyle kazanarak helalinden ekmek yiyen ve ailelerini de hak ederek kazandıkları ile geçindiren insanlar, kadın gibi kadınlardır…Anne gibi annelerdir, adam gibi adamlardır ve baba gibi babalardır!
===
1-Yıllarca aşçıya kız verilmez dediler. Toplumda “aşçıya kız verilmez” önyargısını akıllarındaki bağnazca kuruntularla yıllarca besleyip yaydılar. Ta ki bu meslek son yıllarda popüler oluncaya kadar…Yani aslında paranın kokusunu alıncaya kadar bu hep böyle devam etti.
2-İşlerine geldi kadına elinin hamuruyla erkek işine karışma dendi. İşlerine geldi mutfakta yemek yapanlar “karı gibi” diye küçümsenmek istendi. İşlerine geldi “sen mutfakta çalış, kadın işi yap,yemeğine bak, hamur aç”dendi.
3-Kadınlar, erkek egemen olan aşçılık sektöründe de uzun süre geri plana atıldı. Atılmak zorunda kaldılar. Çünkü bir dönem mutfaklarda çalışan erkekler de onları küçümsedi, rahatsız etti. Öyle zihniyetlerle yan yana kadınlarımız maalesef aynı mutfakta çalışamazdı. Çalışamadılar.
4-Türk mutfağını daha ileriye asıl götürecek olan olan kadın ve anne şeflerimiz bu mesleğe ya başlayamadı ya da hep bir sıfır geriden başladı. Oysa biz erkekler ne öğrenmişsek onlardan öğrenmiştik yani annelerimizden… Kim işine nasıl gelirse öyle baktı bu meselelere…
5-O günler ve o zihniyet herhalde artık geride kalmıştır diyorduk ama ne yazık ki hala devam ediyormuş. Yazık! Hem de çok yazık!
-Tolgahan Gülyiyen
TMDH ARŞİV
8 Mayıs 2023