BAŞARILI OLMAK NEDİR ?
-BAŞARIYA HANGİ AÇIDAN BAKTIĞINIZLA İLGİLİDİR
-SİZE GÖRE EN ÇOK DEĞER İFADE EDENLERİ KAZANMAK BAŞARIDIR.
Atomu parçalamaktan daha zor olan birleştirmekti. Einstein parçalamayı başarmıştı ama kaç kişi acaba geri birleştirebildi mi... ya da parçalanmış bir şeyi birleştirebilmek ne derece mümkündü diye sorguladı.
Michelin yıldızı diyorlardı. Ben AyyıldıZ diyorum. Biz moleküler gastronomi demiştik. Fakat doğrusu bu muydu?
Ferran Adria’nın öğrencisi ve onun el bullide yardımcı şefi olan Jose Andres’in elini sıkmadan önce bana demişlerdi ki “aman onun yanında moleküler gastronomi falan deme nefret ediyor” avant garde cuisine denmesini istermiş çok kızıyor dediler. Ferran Adria çoğunun heves ettiği bizimkilere göre moleküler mutfağın kurucusu ve Jose Andres 3 yıl el bullide onunla çalışmış. Anlattığına göre işe geç kalmasından ötürü Ferran onu işten kovuyor ve oda Amerika’ya bıçaklarıyla geliyor. Sonrasında ise en iyi dostu ferran oluyor. Ben şimdi niye bunları anlatıp yazıyorum dimi. Nedeni bana göre ve bu adamlara göre bazılarının gereğinden fazla büyüttüğü michelin yıldızları hangi galakside ve konum olarak nerede kalıyor bunu düşünmek için... Evet, birikimi gerçekten fazla olan adamların konuşma ve giyim tarzları bile farklı oluyor. Hatta egoları bilgi arttıkça çoğalmıyor aksine azalıyor... Acaba neden bizde michelin yok, “çok kalite tabak yapan yerler ve çok önemli şefler var şuralarda vs...” sorusunun cevabını arıyordu birçokları ben orda bu adamların ne yaptıklarını süzerken. Kendilerinin veya tavsiye ettikleri kişilerin çok klas, müthiş tabak yaptıklarından bahsedenler vardı. Ama yıldızı yok. Olabilir doğrudur. Ama soru şu olmalıydı; iş o tabakla mı oluyordu sadece? Ben hiç bir yabancı şefin iş üniformasında abartılı aksesuar kullandıklarını hatırlamıyorum. Ama bizde çok vardı. Savaş kazanmış Mareşal Eda’sında kasılanlar bile hatırlıyorum... Peki, Egomuzdan mıydı? Gösteriş sevdiğimizden mi...Yoksa hep en iyisini biz biliriz anlayışından kaynaklı, sahip olduğumuz ağırlıklardan mıydı?..! Yani yıldızlara çıkacaktık ta ağırlıklarımızdan mı kurtulamamıştık acaba? Aklımda bir sürü deli sorular ve bunlarla ilgili okuduğum, hatırladığım şeyler yazmakla bitmez diyeceğim ama biter. Bu konuyu da başka bir zaman irdeleyebiliriz.
Sonuç olarak gerçekten iyi yetişmiş bir şef yemeği yapar ve ona karakterini katar. Kattığı karakterini her yerde ne pahasına olursa olsun savunur. Hatta bazıları öyle savunur ki kendilerini gurme veya yemek eleştirmeni sananlar bile saygı duyarlar. Bu karakter ise ne madalyalarla, ne gösterişle, ne de her önüne verdikleri değersiz kâğıt parçalarıyla elde edilmez. Bu karakter sadece çok çalışarak, okuyarak ve düşünerek elde edilir. Bu karakteri birçoğunun kaçtığı o stresli mutfakları evleriniz yaparak elde edersiniz.
O evlerinizin içinde stres ile kaynaşmış olarak artık her acıyla boğuşmuş ve tüm bunların üstesinden gelerek bunlar ile arkadaş olarak bir şekil kazandığınızda, pes etmeyerek tüm bunlara artık tahammül gösterebildiğiniz vakit, o karakteri elde edilmişsiniz demektir. Ancak Dünya üzerinde bu karakteri elde edenlerin işleri de zordur. Hele bir de Türk asıllıysanız daha da zordur. Ancak yine de zorluklar oldu veya olacak diye hedef ve ideallerimizden de taviz vermemiz beklenmemelidir.
Her zaman kendi kahramanlarımızıla, onları örnek alarak öz karakterimiz ve benliğimizle beraber ön plana çıkmalıyız. Bu konularda asla eziklik veya çekinme duygusu hissetmemeliyiz. Bizlere olan kasıtlı veya kasıtsız önyargıları ya da tavırları ancak çok çalışarak ve ideallerimizi çekinmeden dile getirerek kırabiliriz Bunu yaptığımız da başarının geleceğine yürekten inandım ve hiçbir zaman yanılmadım.
Kimilerine göre başarı şöhretli olmaktır, kimilerine göre başarı paradır. Ancak bana göre gerçek başarı, gerçek manada özgür olarak hür ve bağımsız olmaktır. Çok parası veya şöhreti olanların ne kadar bağımsız veya özgür olabildiklerine baktığım zaman, ben onlarda başarıdan ziyade bir hapsedilmiştik, kısıtlanmıştık görüyorum. Çünkü asla özgür değillerdir. Özgür olmak istedikleri zaman başarı diye düşündükleri şöhretlerini ve paralarını kaybetme riskleri vardır. İşte o yüzden benim açımdan başarı ne şöhretli olmakta, ne paralı, ne de yıldızlı olmakta. Benim açımdan bu Dünya’da gerçek başarı, tamamen ALLAH’tan başka hiç kimseye muhtaç olmadan yaşamakta. Hatta gerekirse günde bir kap çorba ile doymakta ama tam bağımsız olarak özgür olmakta, ilkeli ve tutarlı olmakta. İşte gerçek başarı benim adıma bunlardan ibarettir. İşte o yüzden NE MUTLU BÖYLE BAŞARILI OLANLARA, OLABİLENLERE...!
Tolgahan GÜLYİYEN
Saygılarımla
Liderimizin çok önceden yazılmış makalelerinden biridir.
TÜRK MUTFAĞI DİRİLİŞ HAREKETİ