LABORATUVAR ORTAMINDA ÜRETİLEN ETLER
Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), laboratuvar ortamında üretilen tavuk etini onayladı. Bu onay henüz laboratuvar ortamında üretilen yapay etlerin ABD’de satışa çıkacağı anlamına gelmiyor. Satış kısmında da uzun ayrıntılar ve kapsamlı süreçler hala var.
• Bu onay ne anlama geliyor?
• Veganların tepkisi olur mu?
• İlerleyen süreçlerde laboratuvar ortamında insan eti üretmek isteyecek olanlar da çıkar mı?
•Artan dünya nüfusunun gıda ihtiyacı taleplerini modern teknolojilerle yapılacak olan organik tarımla yeterli şekilde karşılayabilmek mümkün mü?
•Olası kıtlığı ve gıda savaşlarını ertelemenin ya da engellemenin yolu laboratuvarlarda üretilecek olan yapay gıdalar mı?
Veganların buna tepkisi ne olur bilemiyorum. Ama gelecekte laboratuvar ortamında istediğimiz her eti üreterek insanlara sunacağız diyenler de çıkabilir. Bu da yamyamlığın laboratuvar ortamında da olsa insanlar arasında normalleştirilme ihtimalini bana düşündürdü. Çünkü para işin içine gireceği ve bir pazar oluşacağı için insan kök hücresi bağışçılarına teşvikler sunanlar bile çıkabilir. Laboratuvarda olası insan eti üretimi konusunda asıl mesele yasal olarak dünyada bunun önünün açılıp açılmayacağı ya da önünün açılması için sermayenin de işin içine girip girmeyeceği ile de alakalı…
Yapay et tüketimleri insanlar üzerinde anlık veya kısa vadede ciddi sonuçlar doğurmadığı sürece uzun vadedeki insan sağlığı konusunun çok sonraları düşünülebilme ihtimali var mı? Varsa bu ihtimal ne kadar?
Sermayenin ve belli grupların etkisinde kalmadan gerçekten bağımsız olarak çalışan bilim adamlarının olup olmadığı veya gelecekte ne derecede var olabilecekleri de bende büyük bir soru işaretidir.
Böyle konular çok acayip bir döneme denk geldiğimi çoğu kez bana düşündürür. Sağ kalıp yaşamaya devam edersek aklınıza gelebilecek olan her konuda doğal olan her şeyi özleyeceğimiz bir döneme giriyoruz. Hatta çoktan o döneme girdik. Elbette bu döneme girmemizi hızlandıran nedenlerin başında dünya insanlığının nüfusunun artışına doğru orantılı olarak; insanların gıda ihtiyaçlarını da onların talep ve istekleri doğrultusunda yerine getirerek karşılayabilme çabası da var.
Elbette yapay et üretimi konusu gibi; GDO olarak tabir ettiğimiz şekilde üretilen tüm gıdaları ilgilendiren meseleleri değerlendirirken de dünya nüfusunu ve bu nüfusun isteklerini, taleplerini ve ihtiyaçlarını asla göz ardı edemeyiz. Buradaki önemli bir soru da şudur: Günümüzün modern teknik, bilim ve teknolojisine uyarlayarak yapılacak olan tarımsal faaliyetlerde organik gıdaları dünya insanlarının ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayacak şekilde üretebilir miyiz? Eğer bunu günümüz teknolojik gelişmelerine rağmen başaramıyorsak dünyada bir gıda kıtlığı veya olası kıtlıktan kaynaklanacak olan gıda savaşlarını engellemenin yolunu düşünmemiz gerekir. Ne yazık ki düşündürücü de olsa veya haklı endişelerle birlikte önyargılara neden olarak pek memnun edici olmasa da söz konusu olası gıda kıtlığının getirebileceği kötü sonuçları ertelemenin veya şimdilik engellemenin çaresi ilgili çalışmaları laboratuvar ortamında yapmak gibi gözüküyor.
Yine de ister istemez aklımızda yapay gıdalara karşı olan haklı endişeler, bilinmezlikler ve önyargılar olacaktır. Ama tüm bunlara rağmen içerisinde bulunduğumuz şartlar, tüm dünya insanlarının gündelik gıda talepleri doğrultusunda gereken ihtiyaçları temin ederek nüfusun beslenebilmesini sürdürülebilir şekilde devam ettirebilmenin gerekli zorunluluğunu ortaya çıkartıyor.
Eğer mümkün olduğunca her zaman doğal gıdayı tercih edenlerdenseniz ve bir teselli olacağını zannediyorsanız bugün sizlere şunu söyleyebilirim: Doğal ve organik gıdayı tercih edecek olan gelecek nesillerin işi bence her açıdan bizlerden çok daha zor olacak.
Tolgahan Gülyiyen
Dünya Türk Mutfağı Akademisi – Türk Mutfağı Diriliş Hareketi
Kurucu Genel Başkan
DİPNOTLAR: