TÜRKİYE'DE TÜRK MUTFAĞI DİYEMEYEN TANINMIŞ ZAVALLI UZMAN CAHİLLER VAR
Türk Mutfağı bile diyemeyenlerin köklü mutfak kültürümüz hakkında gerçekten bilgileri varmış gibi fikirler belirterek konuşmaları emin olunuz ki cahil cesaretlerinden kaynaklanıyor. Bunlar başka kültürlerin etkisinde kalmış şekilde gerçekten bilgi sahibi olmadıkları mutfağımızı yabancılara nasıl tanıtmak gerektiğinden de bahsedebiliyorlar. Ancak içimizde yer alan bu güruhların acınası zavallı durumlarına yurt dışından baktığınızda aklı başında toplumlar nezdinde zaten gerektiği gibi oluşturmadığımız imajımızı ve saygınlığımızı daha da zedeledikleri gerçeği ile karşılaşırsınız.
Bunlar esasen dünya genelindeki aklı başında insanlar nezdinde şu şekilde algılanmaktadırlar: Kendilerine bile saygısı bulunmayan topluluklar, kendi değerleri ile kendileri gibi olmayanlar, olamayanlar. Kendi kültürel değerleri ile, kendi kahramanları ile sorunlu olanlar. Kısacası kendi karakterleri yerine başkalarının karakterlerine girmeye çalışarak yabancı mutfak kültürlerinden ve yabancı mutfakların kahramanlarından aciz şekilde rol çalmaya çalışanlar. Yani kendilerine ait olanla olmayanı kavrayamamış şekilde özgün bir kimliği bile bulunmayan özentiler topluluğu…
Bu güruhlar birtakım aksesuarlar sayesinde bilgili, zeki ve entelektüel olunduklarını da zannediyorlar. Aksesuarlar ya da gözlükler sizi olduğunuzdan daha bilgili ve zeki yapmaz. Ama ehil olmadığınız konularda bilgi sahibi gibi tavırlar takınarak topluma uzman gibi kendinizi pazarlatmanız; işlerinde gerçekten ehil olanlar nezdinde cahilliğinizi ortaya çıkartır.
Gerçekten bilgi ve tecrübe sahibi olmadıklarınızla ilgili özellikle Türkiye’de kendinizi uzmanmış gibi pazarlatabiliyor olmanız kesinlikle zekanızla alakalı bir durum da değildir. Kandırabildikleriniz de zaten ya kendi zekâ seviyenizde olanlardır ya da dünyevi nedenlerinden ötürü kandırılmış olduklarını anlasalar bile seslerini çıkartamayanlardır. Yine Türkiye’de ön plana çıkartılmış şekilde bazı yabancılar tarafından yüzünüze gülünüyor olunması da sizi asla yanıltmasın. Bu konuda da bilhassa sosyoloji biliminden faydalanmanız şarttır.
Edirne sınırından dışarı çıksalar Türkiye’de yaptıkları mesleklerini sürdürerek hiçbir varlık gösteremeyecek olan sözde tanınmış uzmanlar var. Bunlar Türkiye’den dışarı batıya doğru yola çıksa uzman olduklarını söyledikleri işleri gittikleri yerlerde yapamayacak derecede tecrübesizler, bilgisizler ve cahiller. Ama ne yazık ki yurt içinde toplumumuza bilirkişi gibi sunulup pazarlanabiliyorlar.
İşte bu ahvaller karşısında özellikle Türk mutfağı demeyenler, diyemeyenler bilmelidirler ki 26-30 Ağustos (1071-1922)’dan beri yurt içinde ve tüm dünyada bütün farklılıklarımızla birlikte Türkiye’nin ve Türk milletinin mutfağı tektir. Türkiye’nin mutfağının adı her yerde her zaman Türk mutfağıdır. Türkiye ile birlikte tüm dünyadaki Türki cumhuriyetlerin Türk mutfağı bütün farklı zenginlikleriyle ayrılmaz, bölünmez ve parçalanamaz bir bütünü de ayrıca temsil etmektedir.
Bu önemli hususları bilhassa Türk mutfağı diyemeyen ancak ulusal mutfağımız üzerinden ekmek yiyerek kendilerine yıllardır şahsi menfaatler devşiren tüm çevrelerle birlikte; Türkiye’de mesleğimizle ilgili pazarlama gibi konularda da sözde bilirkişi olarak türemiş olan bütün tanınmış zavallı cahillere lütfen açıkça iletiniz.
Tolgahan Gülyiyen
