105042873_10158351679028427_4114774524566783034_o.jpg
 Sayın Tolgahan Gülyiyen'nin yaşadığı zorlu süreçlere bir nebze de olsa ışık tutan 21 HAZİRAN 2020 tarihli “BAKİ KALAN BU KUBBEDE HOŞ BİR SEDA BIRAKMAKMIŞ MEĞER....” haberimizdeki kendi ifadelerini aşağıdaki yazıyla beraber okumanızı tavsiye ederiz. 
“BAKİ KALAN BU KUBBEDE HOŞ BİR SEDA BIRAKMAKMIŞ MEĞER....” başlıklı haberimizin konu başlıkları şöyle sıralanmıştır;
?"...KALACAK YERİM YOKTU. CEBİMDE OLDUKÇA CÜZİ MİKTARDA PARA VARDI"
?"SADECE ALLAH'A GÜVENDİM" - "HER İŞİMDE OLDUĞU GİBİ TÜM KALBİMLE BİR TEK ONA GÜVENDİM, TEVEKKÜL ETTİM."
?"...VERDİĞİ BÜTÜN NİMETLERİ KARŞILIKSIZ VERENİ ANMAMAK NANKÖRLÜK OLUR."
?"HAYATIM BOYUNCA BAŞKALARININ TAVSİYELERİ İLE HAREKET ETMEYE HEP KARŞIYDIM"
?"İBRET, ÖĞÜT VE TAVSİYELER KONUSUNDA DÜNYA ÜZERİNDEKİ EN İYİ KİTAP KURAN-I KERİM'DİR."
?"RABBİM KİMSEYİ ZATINDAN BAŞKASINA MUHTAÇ ETMESİN"   TAMAMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN BURAYA TIKLAYINIZ.
121056037_170883194673411_1891842738215519075_n.jpg
Sayın Tolgahan Gülyiyen tarafından yazılmıştır. Söz konusu "Le Cordon Bleu Lisbon" yalanı ve dolandırıcılığı kendisi tarafından 10 Nisan 2012 tarihinden beri bilinmektedir. Yani ilgili dolandırıcı ve emek hırsızı olan şahsın yalan ifadelerini yazdığı tarih olan 5 Mayıs 2012'den önce gerçekler zaten kendisi tarafından bilinmekteydi. Ancak bir önceki yazısında da belirttiği nedenlerden ve o dönemde aldığı tehditlerden de ötürü her ne kadar bunları açıklamak istemiş olsa da hiçbir sektörel gazete veya gazeteci bunları toplumumuzla paylaşmamıştır. Daha önceden de zaten aldığı tehditlerden sonra yazıları sürekli sansüre uğratılmıştı. Yazılar yazması istenmemiş hatta engellenmek istenmiştir. Yine de kendisi paylaşmak istediklerinin o dönemden arşivlemeye başlamıştır.
"BİZ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ BİLE KOLAY KAZANMADIK" (25-26 / 30 AĞUSTOS 2019 - TMDH ARŞİV)

“Efendiler!

Biz ifade özgürlüğümüzü bile kolay kazanmadık. Çıkmış bazıları insanları hiç olmayan diplomalarıyla dünyanın en prestijli aşçılık okullarının isimleriyle dolandırıp emek hırsızlığı yapıyorlar. Biz bunlara elbette yıllar önceden de kananlardan olmadık. Hele sessiz kalmak isteyenlerden hiç olmadık. Ama hep tehditlerle, baskılarla sindirilip bu zübükzadeler şebekesinin deyimiyle piyasadan, Türk mutfağının şanlı tarihinden silinmek istendik.

Şahsımı istikbalde en değerli hazinem olan Zeki GÜLYİYEN’in manevi mirasından bile mahrum etmek istediler. Hiç olmayan hayali bir okulda devlet bursu alarak okudukları yalanıyla TV’lere bile çıkarak yüzbinlerce gencimizi insanlarımızı kandırdılar. “Turkish National Culinary Team Direktor” makamı ve kimliği ile uydurmasyon olan tüm yalanlarını, dolandırıcılıklarını ve emek hırsızlıklarını yazıp her yerde ifade etmekten bile çekinmediler, utanıp sıkılmadılar. Geldikleri yere zübüklükleriyle, emek hırsızlıklarıyla, dolandırıcılıklarıyla, namussuzluk ve haysiyetsizlikleriyle gelenler hatta onlara iltimas gösterenler aşağıda yazanları tane tane anlayarak iyi okusunlar.

Başta şahsımın ve bizim gibi düşünen yüzlerce insanın emeklerine, haklarına ve alın terlerine çöreklenenler ya da bugüne kadar çöreklendiklerini zannedenler;

Sizlerin üzerinde birçok insanın ahı var. Hepsinin önlerini geldiğiniz yerlere gelinceye kadar kesmiş olabilirsiniz. Ancak sizlere o gün 26-30 Ağustos tarihlerinde de demiştim “Rızkımı veren Allah’tır” diye. İşte o gün zübükzadeler şebekesi olan sizlere ben bir söz vermiştim. O sözü tutmamamı Zeki GÜLYİYEN gibi birinin oğlundan beklememek ancak sizin ahmaklığınız olurdu. Tıpkı o sözümü o gün umursamadan ahmaklığınızla şahsımı telefonlarda da tehdit etmeye devam ettiğiniz gibi.9

Tıpkı yine aynı ahmaklığınızla beraber Türkiye’nin en önde gelen ve sözü her zaman dinlenmekte olan şeflerinden birinin, Zeki Gülyiyen’in artık olmadığını da düşünerek; benim bir gün verdiğim sözü tutamayacak olan zayıf, 20 yaşında toy bir çocuk olduğumu zannettiğiniz gibi…

Sizler 40-50-60 yaşlarında bile 20 yaşında olan biri karşısında en güçlü olduğunuzu zannettiğiniz dönemde bile acizdiniz. Çünkü sizin zalimler olarak anlayamayacak olduğunuz en önemli şey, benim Allah’ımın haklı olanın yanında hep olmasıdır.

Sizler hep yanıldınız ve yanılgılarınızla ilgili tamamen sizi anlatan tabloları sizlere sunacağız. Sizlere genel anlamda karnenizi göstereceğiz. Evet tıpkı aranızda hiç olmadıkları okullarda bulunanlarında yer aldığı gerçek ve hakiki karnenizi sizlere biz sunacağız. 

Olmayan diplomalarınız yerine gerçek hakiki diplomanızı ve uzmanlık alanlarınızı size bizler Aydın Türk gençleri olarak sunacağız. Asıl tahsilini yaptığınız konularda ellerinizde diplomalarınız ile sizleri hayat okulundan biz mezun edeceğiz.

Yakın gelecekte ve istikbalde tamamen sizi gösteren bir aynayı size tutacağız.

Sizin tehditlerinize rağmen şahsımın 26/30 Ağustos 2009’da sizlere yazdığı mesajlardan hepinizin çok iyi anlayacağı üzere o ifadelere siz koca koca 40-50 yaşında olan insanlar asıl çocukluk edenlerdi. Halbuki sizler orada bana “çocuk” diyordunuz. Bizler o gün bile hepinizden çok daha olgun ve bilinçli idik.

O gün ben Yunanistan’da Magic Life’ta çalıştığım dönemde telefonda da diyordunuz ya hani “Biz Zeki GÜLYİYEN’i idare ediyorduk. Bir Zeki GÜLYİYEN daha istemiyoruz.” Diye! Ve daha üstünüze dahi vazife olmayan nice sözleri çirkin üslup ve tehditlerinizle şahsıma üst perdenden söylüyordunuz ya şimdi nerelerdesiniz? niye tek biriniz bile o günkü gibi aynı performansı göstermiyor? Neden kaçıyorsunuz? Nereye kadar kaçacaksınız? Niye uşaklarınızı ve taşeronlarınızı bile geçmişte olduğu gibi şimdi de yollamıyorsunuz?

Şimdi TV’lerde boy gösteren o Amca oğlunuz İçin benden iltimas göstermemi de istiyordunuz ya;

Bana ve kimseye eleştiri yapma diyordunuz ve avukatlarım da avukatlarım diyordunuz ya; nerede bahsini ettiğiniz o avukatlar ordusu? Acaba sizi savunacak avukatlar var mı? Eminim bir kaç köşede onlardan da vardır gidip onlardan da bir ordu kurunuz ve dün olduğu gibi yine karşıma çıkınız.

Yazılarımı engellemek için yapmadığınızı bırakmamıştınız ya, medya platformlarına bile uyarılar verip onlara boyun eğdirtiyordunuz ya; hatta boyun eğmekte o sözde Zübük gazetecilerin, habercilerin çıkarlarına ve işine geliyordu ya, peki şimdi ne oldu? Neden onlardanda tüm bunları bilmelerine rağmen tek kelime ses bile çıkmıyor? Hepsi bu gerçeklerin daha fazlasını bile çok iyi biliyor. Belki paylaşımlarımızda kendilerini ifşa edecek olan bir yorumda bulunurlar. O zaman da neden görevleri olan gazeteciliği o unvanı taşıyarak yapmadıklarını sorarız.

Hani benden iltimas alabilmek için bugün TV’lerde boy gösteren azmettirici amcaoğlunuza evvelce yazdıklarımla ilgili bir beklentiniz olmuştu ya; hani yazılarıma yaptığınız tebrik ve kutlamalara kanacağımı, böylelikle kibire kapılacağımı zannediyordunuz ya; hatta telefon konuşmamızda bana amcaoğlunuzla konuştuğunuzu onun ağladığını bile söylemiştiniz ve benimde buna inanmamı bile beklemiştiniz ya; hani belki bu şekilde haklı düşüncelerimi yazmamamı da bekliyordunuz ya; sizler gerçekten gafillerdendiniz. Benim kaleme aldığım ve yayımlanmış yazımın amcaoğlunuzu ağlattığını ifade ettiğiniz gerçekler acaba onu hakikaten ağlatmış mıydı ? Gerçekten ağlattıysa ya da ağlatmadıysa sizler ne hakla şahsımdan istediklerinizi alabilmek için her türlü zalimliğe başvurarak başka insanları ağlatmaya veya üzmeye kariyerleriniz boyunca yeltendiniz? Sizler amcaoğlunuzu ağlattığını iddia ettiğiniz gerçeklerle dolu yazılarımla ilgili neden hiç kendinize bile bakmadınız da, başkalarının emeklerine ve alın terlerine tehditlerle baskılarla çöreklenmeye yeltendiniz? Açık ve net olarak ifade ediyorum ki: Uşaklığını ve taşeronluğunu yaptığınız amcaoğlunuzla beraber Türk mutfağının tarihte gördüğü en yetenekli yüz karaları ve tehditlerle insanları piyasadan silen emek hırsızlarısınız.

Baktınız bana methiyeler dökmekle, övgülerle olmayınca o derneklerde, federasyonlarda yıllarca bulunduğunuz makamlarınıza dayanıp, güvenerek şahsımı “Piyasasan silmekle” tehdit edip Yüce Allah’a ortak koşarcasına bir aciziyet ile Allah’ın verdiği rızkı siz kendiniz verebileceğinizi ya da dilerseniz vermeyeceğinizi bile sandınız ya; siz gafillerin ve zalimlerin ta kendileriydiniz. Allah’ın rızkı boldur ve geniştir. Siz aciz kulların onun kime hangi kapıyı açacağını veya kime hangi rızıkı vereceğinin tayin etme yetkisi ve cüreti nereden kaynaklanıyor? İşte bugün ne kadar da Allah’ın karşısında kibirli, küçücük ve acizsiniz keşke bilseydiniz. Keşke 26-30 Ağustos 2009 tarihleri arasında yaptığınız tehditlerden önce bazı şeyleri akıl edebilenlerden olsaydınız. Şimdi nerede o makamlarınızdan aldığınız cesaretiniz? ve nerede gururlanarak Allah’ın yetkisinde olan rızkı bile insanlara kendinizin verip-veremeyeceğinizi zannettiğiniz o gücünüz ve kuvvetiniz? Hani gururlanıyordunuz…Hani kibirleniyordunuz şimdi nerelerdesiniz?

Piyasadan silebileceğinizi ve her türlü en tepe zannettiğiniz o makamlara gelip oralarda insanları kandırmaya devam edebileceğinizi düşünüyordunuz ya;

Sizler Türk mutfak sanatları tarihinin gördüğü en büyük gafiller, zalimler, firavunlar, dolandırıcılar ve emek hırsızlarısınız. Sahip olduğunuzu zannettiğiniz o sözde itibarınız var ya… Siz o itibarınızı, şeref ve haysiyetinizi aslında tam olarak 26 Ağustos 2009’da kaybetmiştiniz.

Sanmayınız ki bu gün ve gelecekte olmayacak olan o itibarınızı yeni kaybediyorsunuz. Tek bir yüce Allah şahittir ki 26 Ağustos 2009 tarihinde de size yazdıklarımdan anlamanız gerekeni, düşünmeniz gerekeni akıl edip anlayamadığınız gibi; bu günde anlayamayacağınız şey tam olarak şundan ibarettir: “Bir elime ayı, diğer elime de güneşi verseniz davamdan vazgeçmeyeceğim.”

Alıntı: (Hz. Muhammed'e (S.A.V.) gelerek şöyle dediler: "Eğer maksadın zengin olmaksa, seni kabilemizin en zengini yapalım. Reislik istersen, başkan seçelim. Evlenmeyi düşünüyorsan, Kureyş’in en asil ve en güzel kadınları ile evlendirelim. Eğer cinlerin kötülüğüne kapılmışsan, seni tedavi ettirelim. İstediğin her fedakârlığa katlanalım.

Yeter ki davandan vazgeç, düzenimizi bozma” dediler.

Alemlerin Efendisi'nin yanıtı çok net oldu: “Bir elime ayı, diğer elime de güneşi verseniz davamdan vazgeçmeyeceğim...”)

-Tolgahan Gülyiyen
logo-tolgahan.jpg
121056037_170883194673411_1891842738215519075_n.jpg
 (25-26 / 30 AĞUSTOS 2019 - TMDH ARŞİV)
logologo3wtca1logo tolgahanzg logo