BOYUN EĞMEMENİN DİĞER ADIDIR, 19 MAYIS

Boyun eğmemenin diğer adıdır; 19 MAYIS

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün doğum günüm dediği 19 Mayıs kutlu olsun. Atalarımız zorlu mücadeleler vererek imkânsız gibi görülen şartlar altında bile inançlarını asla yitirmeden nice zaferler kazanmışlar ve bu günlere gelmemize vesile olmuşlardır. Bunları her zaman bilmek ve hatırlamak ahde vefanın getirdiği önemli bir sorumluluktur. Kutsal bildiğimiz tüm değerlerimizi ve beraberinde çiğnenmek istenmiş olan onurumuzu hiç kimseye boyun eğmeden kurtarabilme başarısında pay sahibi olan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün geçmiş ecdadımızı saygı, sevgi ve rahmetle anıyoruz. Yüce Allah'tan hepsine bugün 19 Mayıs vesilesi ile bir kez daha rahmet diliyoruz. Ruhları şad, mekânları cennet olsun. 

Mustafa Kemal Atatürk’ün En Çok Sevdiği Yiyecekler ve Yemekler

Kendisi yemeğe çok düşkün birisi değildi. Genelde sofradan tam doymadan kalkardı. Fazla yemek yemenin sağlığa zararlı oluğunu, aynı zamanda da israf olduğunu düşünürdü.

Kahvaltıyı oldukça sade bir şekilde yapardı. 1 bardak soğuk ayran, 1 dilim ekmek ve 1 kase yoğurtan ibaret kahvaltıdan sonra gazetelerini okurken sütlü kahve içmeyi severdi.

Kahve tiryakisi olduğu söylenebilirdi. Atatürk’ün günde 15 fincan kadar Türk kahvesi içtiği söyleniyor. Keza Atatürk’ün o günlerden kalan birçok resim ve fotoğrafında Türk kahvesi içtiği görülmektedir.

Mustafa Kemal, etsiz kuru fasulyeyi çok severdi. Genelde pilavla beraber tüketirdi. Köşkün mutfağında saat başı kuru fasulye bulundurulurdu. Kuru fasulyeyi 2 dilim ekmekle beraber severdi. Ekmekleri ayrana banarak yemeyi tercih ederdi. Kendi deyimiyle “yağlı fasulye” dediği bu yemeğe olan alışkanlığının askeri okullardaki öğrencilik hayatından kalma olduğu söylenir. Bütün gün kuru fasulye yese bundan bıkmayacağını söylerdi.

Atatürk’ün olmazsa olmazları arasında yer alan ayran, kahvaltı ve yemeklerin yanı sıra kendisi tarafından ikindi vakitlerinde de 1 kâse olarak tüketilirdi.

Atatürk sarı leblebiyi de severdi. Kendisi leblebinin oldukça kavrulmuş olanını severdi. Leblebiler mutfaklardaki tavalarda ısıtılarak servis edilirdi.

Karnıyarık ve bamya da sevdikleri yemekler arasındadır. Özellikle karnıyarığı pilava karıştırarak yemeyi severdi.

Çoğu zaman gece geç saatlere kadar çalıştığı bilinen Atatürk’ün bu saatlerde karnı acıkırsa tercihi yumurtadan yana olurdu. Aşçıları peynirli omlet ya da sahanda yumurta yaparlardı. Beyaz peynirle yapılan bu omlet zaman zaman Atatürk’ün kahvaltısında da yer alırdı.

Annesi Zübeyde hanımın yaptığı böreği çok severdi. Çocukluğundan kalma bu lezzet annesi Zübeyde hanımın elinden çıkan Selanik usulü ıspanaklı börekti. Ara sıra bu böreğin yapılmasını ister ve ayran eşliğinde tüketirdi. Bu börek ıspanak ve soğanın baharatlar ile kavrularak bolca beyaz peynir ile karıştırılması ile hazırlanıyor. Kat kat tepsiye dizilen yufkaların arasına hazırlanan bu iç malzeme dolduruluyor ve üzerine de yine kat kat yufka seriliyor.

Ara sıra irmik helvası ve gül reçeli yediği ifade ediliyor. Tatlıyla pek arası olmadığı söylenirdi.

Son isteği enginar yemeği idi. Ancak kasım ayı olduğundan İstanbul’da bulunamayan enginarın Hatay’dan getirilmesi uzun sürmüştür. Enginarlar Atatürk’ün ölümünden sonra İstanbul’a ulaşmıştır.

Hulusi Turgut'un "Atatürk’ün Sırdaşı" adlı kitabında Kılıç Ali’den alıntıladığına göre, "Bu enginar yemeği Atatürk’ün yanında bulunduğum uzun yıllar içinde içten arzu ederek sipariş ettiği ilk ve son yemekti. Maalesef bunu yemek kendisine nasip olmadı."

TÜRK MUTFAĞI DİRİLİŞ HAREKETİ 

tmdh_logA.png

logologo3wtca1logo tolgahanzg logo