FÜZYON MUTFAĞININ DİLİ TÜRKÇE

Bu yıl Türkçeyi resmi dil kabul edişimizin 743.yılını kutluyoruz. Karamanoğlu Mehmet Bey’in 1277 yılında Türkçeyi resmi dil ilan edişinin üzerinden tam 743 yıl geçti. 

Medeniyetimizin geçmişinden bu günlere kadar olan tarihi yolculuğunda dilimizin yozlaştırılmadan kendisine özgün bir şekilde kullanılarak korunabilmesi binlerce yıldır var oluşunda çok önemli bir etken olmuştur. Hiç şüphesiz istikbalde de bu husus her zaman belirleyici bir etken olmaya devam edecektir.

Aynı zamanda dil, kültür miraslarının gelecek nesillere doğru bir şekilde muhafaza ederek aktarabilmemiz için oldukça önemli bir araçtır.

Liderimiz Sayın Tolgahan Gülyiyen bu vesileyle aşağıdaki yazıyı kaleme almıştır. Yazının tamamına BURAYA TIKLAYARAK ulaşabilirsiniz.

 

FÜZYON MUTFAĞININ DİLİ TÜRKÇE

Bu yazının başlığına “Füzyon Mutfağının Dili Türkçe” demeyi uygun buldum. Çünkü dünyadaki belli başlı diller arasında belki de en fazla füzyon denemesinin yapıldığı bir dil olarak Türkçe yer alıyor desem sanırım yanılmış olmam. 

Füzyon mutfağı bazı abartılı, alakasız durumlar haricinde katlanılabilecek ve zevk alınabilecek bir durum iken, füzyon Türkçesi ise tamamen dillere bir tepki olarak karşımızda yer almaktadır.

Kesinlikle füzyon mutfağına karşı birisi olduğum söylenemez. Bilakis mantık çerçevesinde deneyler, araştırmalar yapmak geliştirmenin dolayısıyla ilerleyebilmenin en önemli ön şartından sadece iki tanesidir.  Peki, ya en önemlisi nedir diyenler olacaktır. Bu da bence merak etmek, düşünmek ve hayal etmek diye sıralanabilir. Ancak füzyon Türkçesi kullananlar için bu şeyleri söyleyemeyeceğim.  Onlar daha çok kendi boşluklarında çevresel faktörlerin etkisiyle birleşen teknolojik şartların altında ezilmiş bir vaziyette, kayıp ettikleri ya da asla sahip olamadıkları bazı şeylerin arayışı içindeymişler gibi düşündürtüyorlar. Belki de bu yüzden anlayışı ve hoşgörüyü gerçek manada hak ediyorlar.

Her insan gibi evet onlarda saygıyı elbette hak ediyorlar etmelerine ancak eğer bu bir dili kasıtlı bir şekilde yozlaştırıp, toplumu ve onun nesillerini dolayısı ile kültürlerini bir şekilde olumsuz etkilemelerine rağmen olabilir mi?

 Peki, bazıları da bunları yaparken toplumun belli bir kısmını ve onların kültürlerini aşağılayarak geleneklerine bağlı kalanları hor gören bir tavır ile yaparsa yine de itibar görmeye devam ederler miydi? Eldeki verilere göre bir şekilde popüler olarak yine de belli bir kesimde prim yapmaya devam edebilirlerdi.  

Bu yıl Karamanoğlu Mehmet Bey’in Türkçeyi resmi dil kabul edişinin 743. Yıl dönümü. Hepimize kutlu olsun. Bundan mütevellit bu yazı ile dilimizin, kültürümüz için ne derecede bir öneme sahip olduğunu irdelemeye çalışacağım.

DEVAMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN BURAYA TIKLAYINIZ

 

TÜRK MUTFAĞI DİRİLİŞ HAREKETİ

tmdh_logA.png

 

logologo3wtca1logo tolgahanzg logo