ZEKİ GÜLYİYEN ŞEFİMİZ VE EFSANE ANLAYIŞIMIZ

Kendisinin yazdığı her kelime arşivde bir tarihtir. Liderimiz Tolgahan Gülyiyen uzun zaman önce efsane şefimiz Zeki Gülyiyen'den öğrendiği "efsane olmak ve efsane anlayışımız" hakkındaki fikirlerini paylaştı. 15 yıl önceki bir mektuba değindi ve şimdilik isimini söylemediği ancak herkesin çok iyi tanıdığı bir şefin adıyla kendisinin çağırılmasını anlattı. Bununla ilgili o zaman tanımadığı bu kişinin kim olduğunu, Zeki Gülyiyen şefimize sorduğunda onun ne söylediklerini bizlere aktardı.

 

Özentilik dışında gelecek nesillere gerçek mana da bir miras bırakamadıklarını gördüm.

14-15 yaşlarındayım. İstanbul Çırağan sarayındaki ustalar ve şefler beni çok iyi tanınan bir şefin adıyla çağırmaya başlarlar. İlk zamanlar dalga mı geçiyorlar acaba diye düşünmüştüm. Çünkü ilk defa duymuştum adını, zaten sektörde kimseyi tanımıyorum ki o kişiyi tanımış olayım. Sonra rahmetli babama sorduğumda kendisi anlatmıştı,herkesin çok iyi tanıdığı o ustayı. Bizim oralarda bazı konulara bakış açıları garip. Mengenli olmayı aşçılığın ilk kuralı sananlar vardır. Ama ben ne mutlu Mengenliyim diyene diyorum. Mengenliyim ama Mengen ırkçılığı yapacak değilim. Mengenli olup da aşçılar kralı ilan ettikleri bazı kişi ve şeflerin gezdiği gittiği yerleri gezdim, dolaştım. Türk mutfağı adına yaptığı önemli işlere gerçek manada rastlamadım. Genel olarak onun yerine Fransız ve yabancılara özentilik dışında gelecek nesillere gerçek mana da bir miras bırakamadıklarını gördüm. Açtıkları Fransız usülü restoranlarda başarılı olamayışlarının nedenlerini başkalarından dinledim. Üstüne üstlük yabancı bir şef olan Jose Andres’in zaytinya’sının Türk mutfağına kattığı katkının yüzde birini dahi katamamış olanlara “kral ve efsane” o yüzden ben demiyorum. O yüzden beni de 15 yıl önce, o dedikleri kişiye benzetenlerin kendi ifadelerinin yer aldığı ve imzaladıkları o mektubu çok iyi sakladım. Ne için mi ?... işte efsane veya kral olmanın sadece yurt dışında çalışmakla olmayacağını veya bir memlekete mensup olmakla da olamayacağını söylemek ve insanlara anlatmak için. Hatta Babam rahmetli Zeki Gülyiyen’in benim o sorduğum “efsane” sözüne cevabının karşılığını cümle aleme anlatabilmek için.

Babam o kişilere ithafen şöyle sormuştu; “efsane olan o kişi kaç tane usta yetiştirmiş? “

O cesur adam bir çok önemli yere şef yetiştirmiş ustaların ustası babam; bana da geleceğin şu ustası diyen kişilere ithafen şöyle sormuştu; “efsane olan o kişi kaç tane usta yetiştirmiş? “ demişti rahmetli... İşte o yüzden Çırağan sarayındaki Mengenli tanınmış ustalar beni 15 yıl önce o “kral-efsane” dedikleri kişiye benzetiyorlardı. O gün o kişiyi tanımadığımdan babama sordum ve o gün o mektubu kendi ifadelerine göre yazıp imzaladılar. Kendi ifadelerini imzalamalarını onlardan o gün ben istemiştim. Henüz 14-15 yaşında idim. Bunun tesadüf olmadığını anlamak mı...! Bu hayatta hiç bir şeyin tesadüf olmadığını çok uzun zaman önce idrak ettim. Tesadüf müymüş... demek ki değilmiş...Tabi ki çok iyi tanınan Türk mutfağı ustalarımızdan birinin imzası o mektupta var. Ve bana göre en önemlisi de o zaten. Çünkü “efsane” dediği o kişiden ziyade kendisi Türk mutfağına daha fazla katkı yapmıştır. Geleceğe olan Mektuplar her zaman kendi zamanını bekler. Tarih ve arşiv hiç bir zaman yanıltmaz.”

 

NE MUTLU MENGENLİYİM DİYENE

Sayın Tolgahan Gülyiyen'in aşçılık ve mutfak sanatları alanında söyleyerek, ortaya attığı "Ne mutlu Mengenliyim diyene." anlayışını ve bu konuda ki detaylı fikirlerini BURAYA TIKLAYARAK daha önceden yazmış olduğu ilgili makaleden de okuyabilirsiniz.

 

 

TÜRK MUTFAĞI DİRİLİŞ HAREKETİ

tmdh_logA.png

 

 

logologo3wtca1logo tolgahanzg logo