AŞÇILARIMIZA OLAN ÇAĞRIMIZ ATALARIMIZDAN GELEN SORUMLULUĞUN GEREĞİDİR
Elazığ’da yaşanan doğal afette bir nebzede olsa mesleğimizi ilgilendiren ilgili konularda mağdur olan insanlara getirebileceği olası sıkıntılarla ilgili elimizden geleni yapabilme adına aşçılarımızla beraber, meslekle ilgili sivil toplum kuruluşlarına olayın hemen ardından sosyal medyadan ve internetten bir çağrıda bulunmuştuk. Aşçılık camiası içinde bazı kuruluşlarca bu çağrıya uygun dayanışmaları az da olsa görmüş olmak gerçekten önemlidir ve herkes adına sevindiricidir.
Aşçılık sektörünü arkadaşlarımızla beraber mesleğimiz gereği olarak çok uzun yıllardır yakından takip etmekteyiz. Sektörü Aydın Yılmaz ustamızdan ve Zeki Gülyiyen ustamızdan beri yakından tanımaktayız.
Böylesi insani bir dayanışma için yaptığımız veya yapacağımız çağrılar asla bir ilk değildir. Bunun en önemli örneklerini rahmetli efsane şefimiz Zeki Gülyiyen’den hatırlayanlar çok iyi hatırlayacaklardır.
Her anlamda böylesi insani değerlerle ilgili yardım çalışmalarını geçmişte de kendisi açık veya kapalı olarak yapmıştır. Keza yine değerli efsane şefimiz Aydın Yılmaz ustamızda birlik adına her konuda elini taşın altına koyan efsanelerimizdendir. İşte bu yüzden bu konularda bizlerde kendilerinden aldığımız bu bayrağın bir gereği olarak böylesi durumlarda birlik ve beraberliğimiz adına kendi mesleğimizle ilgili elimizden geleni yapmalıyız, sonuç olarak bu konularda insani olarak ne yapılabiliriz diye değerlendirdik. Sayın Tolgahan Gülyiyen bizzat ilk haber aldığında durumla ilgili Elazığ belediyesine detaylı bir yazı yollayarak baş sağlığı ve geçmiş olsun dilekleriyle beraber, insani yardım amaçlı olarak elinden geleni yapma niyetinde olduğunu belirtmiştir. Bunun yanı sıra bizler Elazığ’da bulunan Elapader( Elazığ Aşçılar ve Pastacılar Derneği)’ne instagram hesaplarından bu konuda elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzu ilettik.
Bu konuda tüm aşçılarımız ve mesleki sivil toplum kuruluşlarımızı insanların olası besin ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri adına adım atmaya davet ederek, çağırdık. Bu çağırımızla beraber eş zamanlı olarak Profesyonel Şefler Federasyonu Genel Başkanı Sayın Yasin Yurt’un sosyal medya da kısa ve öz bir yardım çağrısıyla beraber ilgili davetini gördük. Ayrıca gördüğümüz kadar kendileri bizzat AFAD’a ilk başvurarak Kızılay’ın mobil mutfağında tüm üyeleriyle beraber gönüllü olarak görev alabileceklerini belirtmişler. Bizler bu konularda insani çağrılara kulak vererek bu tür çağrıları ilk olarak yapıp etrafına ulaştırmak gayretiyle aşçılar arasında ve sektörde örnek teşkil eden adımlar atanlara, gönüllü olarak birlik içinde dayanışmada bulunanlara kısacası herkese teşekkür ediyoruz.
Elbetteki ilk çağrımızda belirttiğimiz gibi yetkililer en doğru şekilde yardım faaliyetlerini yönetmektedir. Bizler bunu ilk çağrımızda da belirterek aşçılarımızı ve herkesi yetkililerle dayanışmaya ve gönüllü görevlerde bulunmaya davet ettik.
Tüm bu çağrılardan önce instagram da @cheff_ascilar_platformu topladığı kışlık battaniye ve çeşitli yardımları Elazığ’a ulaştırabilme gayreti göstermekteydi. Kendileri bir kamyon dolusu battaniye ile Bingöl’den yola çıktıklarını paylaşan cesur ve yiğit aşçılarımızdır. Kendileri gerçek manada hiçbir davet veya teşvik beklemeksizin insani yardım için icraata girişerek sektördeki herkese ve bizlere de örnek olmuştur. Bu konuda ilgili sayfanın yöneticisine yani Şef Zafer Kızılağaç’a teşekkür ediyoruz. Bizlerde kendisinin paylaşımlarına sayfamızda yer verdik.
Sayın Tolgahan Gülyiyen’de bu konulardaki bazi duygularini aşağıdaki açıklaması ile bizlerle paylaştı.
ÜSTÜMÜZE DÜŞEN İNSANİ SORUMLULUĞU KENDİ ADIMIZA YERİNE GETİRME GAYRETİ
Bazı arkadaşlarımız aşçılık camiası içinde duyarsız kalan kişilerle ilgili tepki vermemizi bekliyor olsa da, bizler tepki vermekten ziyade sadece bu konularda üstümüze düşen insani sorumluluğumuzu kendi adımıza yerine getirme, yapma ve gerektiğinde de bunu duyurma gayretinde olacağız. Sonuçta herkes kendi üstüne düşeni elinden geldiğince yapmakla sorumludur. İmkânları olup da bu konularda sessiz kalan hiç kimseyi de yadırgamıyorum. Herkesin kendince haklı nedenleri olabilir.
BİR AKUT DERNEĞİ OLMAK
Bir gün tüm aşçı dernek ve federasyonlarının, bir AKUT derneği gibi insanları ilgilendiren toplumsal afetlerde, insanların gıda gereksinimini karşılayabilmek adına büyük alt yapılarının olacağını hayal ediyorum. Bu konu gerçek manada istenilirse, el ele verilirse aşçılarımız için ve bizler açısından başarılamayacak bir konu değildir diye düşünüyorum. Gerçek manada aşçılar arasında birlik ve dayanışma kurulur ise, aşçılık ile ilgili tüm sivil toplum kuruluşlarımız bir AKUT Derneği gibi olabilir.
BİLİM ADAMLARIMIZIN İŞARET ETTİKLERİ GİBİ DEPREM GERÇEĞİ İLE YAŞAMAK
Gelecekte olması ihtimal böyle doğal felaketler için Kızılay’ımızla beraber, biz aşçılarımızın oluşturduğu mesleki sivil toplum kuruluşlarımızla beraberce büyük bir güçle seferber olabiliriz. Hatta yerel aşçı dernekleri gıda anlamında ilgili afetin yaşandığı bölgede hızlı bir şekilde ilk adımı gerek duyulması durumunda anında atabilirler. Bu da bizlere başka şehirlerden getirilecek araç gereçlerin beklenmemesi adına büyük bir zaman kazandırır. Yani bilim adamlarımızın da işaret ettikleri gibi deprem gerçeği ile yaşamak zorunda olduğumuz her riskli bölgede, ilgili her şehrimizde önemli miktarda sivil toplum kuruluşlarımızca oluşturulan mobil mutfaklar bulundurmak bu konuda çalışmalar yapmak önemli olabilir diye düşünüyorum.
KIZILAY’IMIZIN MOBİL MUTFAĞI
Kızılay’ımızın mobil mutfağında gönüllü olarak görev almak için başvuran aşçılık ile ilgili sivil toplum kuruluşları ve bazı meslektaşlarımız oldu. Burada görev alacak aşçı arkadaşlarımız kim olurlarsa olsunlar, hangi aşçı derneğimizde görevli olurlarsa olsunlar şimdiden görevlerinde başarılar diliyorum.
Kendileri Elazığ'da her şeyden önce kutsal mesleğimizi ve insani değerleri temsil ederek, orada insanlık adına ve insani değerler için bulunacaklardır. Çünkü aşçılık mesleğinin ilk kuralı da insanlığı ilgilendiren en önemli değer ve kavramlarla ilgili olmasıdır. Bu kuralı bilmeyenler, anlayamayanlar ise bu kutsal mesleği gösterişten ve aksesuarlardan ibaret sanırlar. İşte bu yüzden bu değer kavramlarını anlayabilmemiz, gösterişten ve değersiz aksesuarlardan çok daha önemlidir.
GUİNNESS REKORLAR KİTABINA GİRMEK İÇİN YARIŞTIĞIMIZ GİBİ HAYIR İÇİN DE YARIŞALIM.
Biz aşçılar Guinness rekorlar kitabına girmek için yarıştığımız gibi devasa insani yardımlar içinde tüm Dünya’da beraberce yarışmalıyız diye düşünüyorum. İsraftan ziyade insanlık yararına yarışmalıyız. Nobel ödülüne neden bir aşçımız aday gösterilmesin tıpkı şef Jose Andres gibi.
Puerto Rico’da meydana gelen depremde ve doğal afetlerde Dünyaca ünlü Şef Jose Andres tek başına ön ayak olarak milyonlarca kişilik yemek sunmuştur. Erzak ve gıda yardımında bulunmuştur. Ulaşılamayan yerlere ulaşarak gıda ve erzak götürmüştür. Kendisi hala bu konularda çalışmaya devam etmektedir. Kendisinin şirketinde yıllarca çalışmış birisi olarak, kendisini her zaman bu konularda takip etmekteyim.
Jose’nin paylaşımları tüm şefler için, insanlar için oldukça önemli örnekler içermektedir diye düşünüyorum. Keza yine Rahmetli babam Zeki Gülyiyen’de herkesin hatırlayacağı gibi bu konularda oldukça duyarlı ve insani yardım için çaba harcayan bir kişiydi. İşte bu yüzden bende onun tarafından yetiştirildiğim çerçevede elimden geldiğince babam gibi mesleğimizin gıda ve besinle ilgili insani boyutları ilgilendiren yüksek konumundan gelen sorumluluk nedeniyle bu tür faaliyetlere açık veya kapalı olarak büyük önem vermekteyim. Her manada teşvik edilmesini ve dayanışma sağlanması gerektiğini savunmaktayım.
HALUK LEVENT
Sayın Haluk Levent’in Bursa’daki konserini Elazığ’da yaşanan doğal afet sonrası iptal etmesi birçok kişi için gerçekten örnek teşkil ediyor. Kendisinin insani değerlere olan bu saygılı ve duyarlı tutumunu göz önüne aldığım vakit; depreme rağmen, can kayıplarına rağmen kendi sektörümüz içinde bulunan bazı aşçıların ve kişilerin programlarından, kendi keyiflerinden vazgeçerek ödün vermedikleri görülüyor.
Kendi meslektaşlarımızdan da, böylesi sanatçı bir bakış açısını ve insani değerlere önem veren tutumları beklerdim. Bunu düşünmediğimi söylemem yanlış olur. Çünkü bizlerin mesleği de sanattır. Bizlerde birer sanatçıyız. Böyle durumlarda bu tarz ince düşüncelerle kültürümüze uygun şekilde hareket edebilmeliyiz diye düşünüyorum.
TÜRK MUTFAĞI DİRİLİŞ HAREKETİ