AHMET DEDE CİDDİ KONULARDA DA KONUŞMALI VEYA YAZMALIDIR - Türk Mutfağı Hareketi

AHMET DEDE CİDDİ KONULARDA DA KONUŞMALI VEYA YAZMALIDIR

Sektörümüzdeki aşçılarımızın ve şeflerimizin zor zamanlardan geçtiği bir dönemde bazıları Türk mutfağını yozlaştırmakta olan michelin desteğinin hafif rüzgarını yurt dışından arkasına alarak taraflı medya ile Türkiye’deki Türk şeflerine laf atma cüretinde bulunmuşlardır.

Ahmet Dede arkasına hafif michelin rüzgârını alıp Türkiye’deki Türk mutfağı şeflerine laf atmadan önce Türk mutfağı konusunda daha fazla iş tecrübesi edinmelidir... Ahmet Dede Türk mutfağına hakaret edenlerle ilgili de konuşmalıdır! Susmamalıdır…

Ahmet Dede de Edirne’den Hakkâri’ye kadar yunan yoğurdu yazanlarla ilgili konuşmalıdır! Susmamalıdır…

Bu gün liderimiz Sayın Şef Tolgahan Gülyiyen “Aziz Türk Milleti” hitabıyla bir yazı kaleme almıştır. Yazının genel konusu Türk mutfağının ve gerçek Türk mutfağı şeflerinin kırmızıçizgileri olarak tarafımızdan değerlendirilmiştir.

IMG-7999.JPG

Konu içinde adı geçenler: Ahmet Dede - Somer Sivrioğlu - Gökmen Sözen – İlhan Özcan- Özkan Altıntaş- Mehmet Yalçınkaya- Vedat Milor- Musa Dağdeviren

KONU BAŞLIKLARI

1-JOSE ANDRES’İN İSTAGRAM HESABINA BAKINIZ

2-“OSMANLI ZAMANINDA YEMEKLERDE BULAŞIK DETERJANI KULLANILIYORDU” DENDİ

3-TÜRK MUTFAĞININ TEMSİLİ SİZİN GİBİLERE BIRAKILAMAYACAK KADAR ÖNEMLİ

4-TÜRKİYE’DEKİ TÜRK MUTFAĞI ŞEFİLERİNE SÖZ SÖYLEMEK AHMET DEDEYE DÜŞMEZ

5-‘TÜRK KONSEPTİ’ KELİMESİNİ KENDİSİNE KALKAN YAPANLAR

6-ÖNCE TÜRKİYEDEKİ LEZZETLERİ YAKALA ONDAN SONRA TÜRK ŞEFLERİNE LAF EDECEK KONUMA KENDİNİ KOYARSIN

7-MİCHELİN ALMIŞ OLMAK İLE TÜRK MUTFAĞI ŞEFİ OLMAYI BİRBİRİNE KARIŞTIRMAYIN

8-AHMET DEDE DÂHİL TÜRK MUTFAĞI İLE İLGİLİ OLARAK İŞ TECRÜBELERİ KISITLI OLANLAR SADECE SUSMALIDIR

9-JOSE ANDRES ZAYTİNYA İÇİN MİCHELİN ALMAYI BİLMİYOR MUYDU?

10-RÜZGÂR NEREDEN ESERSE DÜMENİ ORAYA

11-EDİNE’DEN HAKKÂRİ’YE KADAR YEMEK REÇETELERİMİZEDE YUNAN YOĞURDU YAZANI ALKIŞLATTINIZ

12-MİCHELİN ÜZERİNDEN TÜRK MUTFAĞI ŞEFLERİNE ELEŞTİRİ YAPACAK BİR KONUMDA KENDİNİZİ ASLA KOYMAYIN

DSAF.jpg

Aşağıda yer alan ifadeler https://ascihaber.com/ kaynaklıdır. Ayrıca başkaca kaynaklardan da yararlanılmıştır.

“Türkiye’de herkes sadece konuşuyor, konuşmayı bırakıp bir şeyler yapmaları lazım.” Ahmet Dede

“Dünyanın dört bir yanındaki restoranların Covid 19 kısıtlamaları nedeniyle büyük ölçüde kapatıldığı bir yılda, Ahmet Dede Baltimore’daki Dede isimli restoranında sunduğu Türk yemekleri konseptiyle Michelin yıldızı aldı. 2021 Büyük Britanya ve İrlanda Michelin Yıldızını alan Ahmet Dede Türkiye’deki gelişmeleri takip ettiğini Türk şeflerinin sadece konuşmak ve yazmaktan başka şeylerle de uğraşması gerekli olduğunu söyledi. Avrupa’da bulunan şeflerin sosyal medyada sadece yaptıkları yemekler ve geliştirdikleri yetiştikleri ürünler hakkında paylaşımlar bulunurken Türkiye’de bulunan şeflerin bol bol yazı laf sözler paylaşıyorlar. Ama konu ciddi olunca da konuşmaktan ve bol bol yazmaktan başka bir şey yapmıyorlar.” Ahmet Dede

IMG-7980.jpg

Değerli liderimiz Sayın Şef Tolgahan Gülyiyen’in yazısını sizlerle paylaşıyoruz.

Aziz Türk Milleti;

Bazıları Türk mutfağı derken, Türk yemekleri konsepti derken mutfak kültürümüzü yozlaştırmaktadırlar. Kendilerine de “Türk konsepti”-“Türk yemek kitabı” kelimelerini kalkan yapmaktadırlar. Ancak müsterih olunuz. Türk milletinin mutfak kültürüne amansızca saldıranlara karşı bizlerde azim ve kararlılıkla çalışmalarımızı çok yönlü olarak sürdürmekteyiz.

Milli kadim değerlerimizin dışında kalanlar Türk mutfağının da dışında kalmışlardır. Biz o kırmızıçizgiyi uzun yıllar önce çektik. İsteyen çektiğimiz çizgi dışında elbette çalışmalar yürütebilir. Ancak Türk mutfağının özünü bozmakta olan ve kadim değerlerimizle uyuşmayan hiçbir şey Türk mutfağı değildir. Kimsenin de Türk mutfak kültürümüzü ‘Türk konsepti’ diyerek yozlaştırmasına asla izin vermeyeceğiz. Bunları Türk mutfağı olarak onaylamadığımızın tüm çevrelerce bilinmesi zaruridir.

Geçenlerde sunulan bir haber içeriği maalesef eksik bilgi vermekteydi. İlgili haberde bahsedildiği gibi Dünya’nın dört bir yanındaki restoranlardan ziyade daha çok michelin restoranlarının neredeyse tamamının uzun bir dönem kapandığını söylemek çok daha doğru olacaktı. Ancak bu şekilde haberi servis edemeyecekleri için genelleme yapmayı tercih etmişler diye düşünüyoruz.

2020 yılı içerisinde michelin yıldızları deyim yerindeyse kaymış ve çakılmıştır. Bunun nedenleriyle ilgili olarak kurumumuz yüzlerce yabancı farklı haber kaynaklarına dayalı oldukça kapsamlı analiz raporları da hazırlamıştır. Tüm bunlar olurken bu zorlu dönemde gerçekten Türk mutfağını ve klasik ülke mutfaklarını temsil etmekte olan restoranların çoğu yurt dışında faaliyetlerini aralıksız olarak sürdürmüşlerdir. Ancak en kritik dönemlerde michelin restoranlarının büyük bölümü tek bir kişi dahi ağırlayamamışlardır, yine tek bir kişiye paket servisi bile sunamamışlardır.

Yabancılar dâhil içimizdeki bazıları aslında hiç bilmedikleri veya bilmek istemedikleri ‘Türk konsepti’ sözünü ağızlarına alarak gerçek anlamda Türk mutfağı konsepti olmayan çalışmaları Türk mutfağı zannetmektedirler. İnsanlara da maalesef yozlaştırılmış çalışmaları Türk mutfağı olarak göstermektedirler. Esasen bunu kasıtlı olarak Türk mutfağını yozlaştırmak adına yapmaktadırlar. Yine bunlar ‘Türk’ kelimesini kullanarak kitaplar yazmakta ancak içerisindeki yemeklerimizin reçetelerinde ‘Yunan Yoğurdu’ ibaresi kullanmaktadırlar. Bazıları da açık şekilde bunları desteklemektedirler. Sizlere alkışlatmaktadırlar.

JOSE ANDRES’İN İSTAGRAM HESABINA BAKINIZ

Ahmet Dede,

Kimse veya hiçbir şef ne paylaşıp ne paylaşmayacağının kararını bir başkasına sormak zorunda değildir. Dünyaca ünlü Jose Andres’in instagram hesabında veya sosyal medyada neler paylaştığına bakıp bazılarınız ibret almalıdır. Bu tarz örnekleri çoğaltmakta mümkündür. Bazı şefler sarraf gibidir, onlar her çalışmasını ya da her yemeğini olur olmaz her yerde paylaşmazlar. Kimileri restoranlarında fotoğraf dahi çektirtmezler. Çoğu zaman oralara michelin yıldızları dahi giremez. Michelin diyerek gözünüzde çok büyüttüğünüz o danışıklı yapı, bazı şeflere yıldız verse de vermese de bazılarının asla umurlarında bile olmaz. Çıkıp sosyal medyada bile paylaşmazlar. Çünkü sosyal medya hesapları bile açmazlar. Kendilerine magazin ulaşmak istediğinde sadece e-posta ile aylar sonra geri dönerler. Evet, doğru okuyorsunuz. Ben bu tarza sahip bir şef biliyorum. Devlet başkanı restoranını ziyaret etse salona çıkmayacak yapısı olan bir şef… Misafirler her çağırdığında çıkıp onların önünde el pençe durmayacak bir şef. Siz kaçınız bu tarz şeflerin olduğundan haberdarsınız? Denizin üstündekileri inci sanıyorsunuz. Ancak denize bakıp ibret alın çer çöp üste, inciler ise sizin hiç bilmediğiniz yerlerde…

2.jpg

“OSMANLI ZAMANINDA YEMEKLERDE BULAŞIK DETERJANI KULLANILIYORDU” DENDİ

Öncelikle Ahmet Dede, Somer Sivrioğlu ile ilgili 29 Ocak 2021 tarihinde paylaştığımız çok ciddi konularda ne düşünmektedir bunu da açıklamalıdır. Ahmet Dede Somer ile yan yana gelmiş biri olarak onun 29 Aralık 2020 tarihindeki ifadeler hakkında ne düşünüyor?

“Osmanlı zamanında yemeklerde bulaşık deterjanı kullanılıyordu”- “Türk Mutfağı Dünya’da Saygı Gören Bir Mutfak Değil, Dünya’da İlk 10’a dahi giremez. Türk kültürü yazılı kültür değil, konuşma üzerine dayalı bir kültür. Fransızların ilk yemek kaynağı 1500’lere gidiyor. Bizim öyle bir uydurmasyon vardır ya ‘Osmanlı kaynaklarından aldık’ yok öyle bir kaynak !” diyerek alaycı tavırlarıyla kültürümüz ve tarihimiz üzerinden Türk mutfağına ve Osmanlı mutfağına saldırarak bir takım hakaretlerde bulunan Somer Sivrioğlu ve onu destekleyenler ( Mehmet Yalçınkaya ile Vedat Milor) hususunda Ahmet Dede gibiler ne düşünüyor? Yine Ahmet Dede’yi ön plana çıkarttıklarını sanan taraflı medya aşçıhaber.com-İlhan Özcan ile foodinlife.com-Gökmen Sözen burada yer vereceğimiz bu tarz ciddi konular ile ilgili ne düşünmektedirler?

Mademki Türkiye’deki Türk şefleri Ahmet Dede’ye göre ve ilgili medyaya göre sadece konuşmaktadır. Ben Washington D.C.’deki bir Türk mutfağı şefi olarak bunları ifade ediyorum. Bildiğimiz taraflı medya tarafından göklere çıkartılmış olan Musa Dağdeviren ve The Turkish Cookbook kitabı içerisinde Edirne’den Hakkâri’ye kadar ‘Yunan Yoğurdu’ yazıldığında Ahmet Dede neredeydi? Çiya sofrasını ziyaret ettiğinde orada bu konuyla ilgili soru sorumakta aklına geldi mi? Yoksa kitabı hiç okumamış mıydı?

Bu anlamda Ahmet Dede ulusal mutfak kültürümüzü yozlaştıran konseptlerin peşinden koşmayı bırakıp başka şeylerle de uğraşmalıdır. Okumalıdır, araştırmalıdır, düşünmelidir ve sorgulamalıdır… Dediğimizde bizde en az onun gerçek Türk mutfağı şeflerine sözde verdiği tavsiye benzeri gibi bir ifade kullanmış oluruz. Çünkü peşinden koştukları Türk mutfağı değil, Türk mutfağına düşmanlık ederek mutfak kültürümüzü yozlaştıranların çizgisidir. Sizler Türk mutfağının adını kültürümüzü yozlaştıranlarla yan yana getirerek ulusal mutfağımıza en büyük zararları vermektesiniz. Bu anlamda Türk mutfağına veya gerçek Türk mutfağı şeflerine verebileceğiniz bir tavsiye asla söz konusu olamaz. Sizler Türk mutfağı konusunda otorite değilsiniz, hatta Türk mutfağı ile ilgili olarak konuşabilecek yeterlilikte kişiler de değilsiniz. Yine mesleğinizin dışında kalmakta olan Türk mutfağının akademik-siyaseti ve tarihi sizin alanınız da değildir. Ehil olmadığınız konuları ilgilendirebilecek tarzda da ifadeler asla kullanmayınız. Taraflı medya da bir takım ifadelerle bazı başlıkları atarak Türkiye’deki Türk mutfağı şeflerine güya ayar verdiğini zannediyor.

Türk mutfağına yapılan saldırılara karşı Ahmet Dede’nin hangi akademik çalışmaları var?

Ahmet Dede, hangi bilimsel dayanağı bulunan tezleri Türk mutfağına saldıranlara karşı oluşturarak asılsız, yalan iddialarda bulunanların iddialarını çürütebilmiştir?

Ahmet Dede Türk mutfağına saldıranların neleri amaçladığından haberdar mıdır? Yoksa tüm bunları bilmesine rağmen susanlar gibi susmakta mıdır?  Yoksa sadece o kişilerle yan yana gelip resim çektirip sosyal medya da paylaşarak mı Türk mutfağına hizmet ettiğini sanmaktadır?

6.jpg

TÜRK MUTFAĞININ TEMSİLİ SİZİN GİBİLERE BIRAKILAMAYACAK KADAR ÖNEMLİ

İçerde veya dışarda Türk mutfağının temsiline soyunanlar iyi bilmelidirler ki ilgili konularda omurgalı olarak net duruş sergileyemeyenler temsil lafını ağızlarına alırken daha dikkatli olmalıdırlar. Türk mutfağının temsili sizlere ve sizin gibilere bırakılamayacak kadar önemlidir.

Bu anlamda Ahmet Dede, Avrupalıların veya yabancıların ağızına düşerek Türk mutfağı ile asla bağdaşmayan üstüne üstlük mutfağımızı yozlaştıran bir yapıya girmekle ulusal mutfak kültürümüze ne gibi bir katkı sağladığını sanarak yukarıdaki ifadeleri Türkiye’deki Türk mutfağı şeflerimize söyleme cüretini kendinde buluyor?

Türk mutfağını yozlaştıranlara karşı bize kendisi elle tutulur ne kazandırmıştır? O yapıya ve çizgiye girdikten sonra neden yukarıdaki açıklamaları yapma gereği hissetmiştir?

Mademki Ahmet Dede’ye göre “Türkiye’de bulunan Türk şefleri bol bol yazı laf-sözler” paylaşmaktalar ve mademki konu ciddi olunca sadece Türk şefleri konuşuyor, bol bol yazıyor ve başka bir şey yapmıyorlar şu halde Ahmet Dede ile destekçileri burada belirttiğim ve aşağıda bağlantı vereceğimiz ciddi konularda da konuşabilmelidir. Taraflı medya dâhil bu konuları göz ardı eden herkes Türk mutfağının geleceğini ilgilendiren ilgili konularda da açıklamalarda bulunmalıdırlar.

Türk mutfağına saldıranlarla yan yana gelerek resim çektirtip birbirinizi övmek dışında ulusal mutfak kültürümüze katkı sağlayabilecek elle tutulur hangi akademik çalışmayı ortaya koyduğunuzu iddia edebilirsiniz? Ulusal mutfak kültürümüzü yozlaştıranları desteklemek dışında Türk mutfağına elle tutulur ne kattınız, ne kazandırttınız?

Türk mutfağını yozlaştıranlara hizmet ederek onların size verdiklerini veya boyunlarınıza taktıklarını bir başarı sanıp Türk milletinin önüne yine bunların içerdeki destekçileri tarafından örnekmiş gibi sunuluyorsunuz. Hatta bunlar ellerindeki güce ve bağlantılara dayanarak sizleri Türk milletinin önüne çıkartıyor. Ancak hakikat asla insanlara sizin sunduğunuz değildir.

3.jpg

 

TÜRKİYE’DEKİ TÜRK MUTFAĞI ŞEFİLERİNE SÖZ SÖYLEMEK AHMET DEDEYE DÜŞMEZ

Ciddi konular olduğunda ve Türk mutfağına karşı Somer Sivrioğlu gibileri asılsız yalan iddialar ile ortaya çıkarak hakaretler ettiğinde Ahmet Dede neredeydi? Avrupalılara özünü bozduğu ve kendince Türk mutfağı konsepti dediği o mutfağı mı tanıtıyordu? Türkiye’de kendisi hiç mi Türk mutfağı konsepti görmemiş? Türkiye’de yabancıların hayran olduğu gerçek Türk mutfağı lezzetlerini yurt dışında asla bulamayacağını oda çok iyi bildiği halde kendini haddinden fazla bir yerde konumlandırarak arkasına aldığı michelin desteği ile Türkiye’deki Türk mutfağı şeflerine söz söylemek Ahmet Dede’ye düşmez. Türkiye’deki Türk mutfağı şeflerine söz söyleyebilecek konuma bazılarının ne zaman erişeceğini ilerleyen satırlarda bulacaksınız. Bu anlamda Ahmet Dede ve destekçileri hadlerini bilmelidirler.

 “Ama konu ciddi olunca” diye başlayan bir cümleyi Ahmet Dede kuruyor. Şu halde işte ona gerçekten ciddi konular veriyoruz. Çıkıp bu ciddi konularda konuşması ve sosyal medya paylaşımları yapabilecek cesareti gösterebilmesi Türk mutfağına çok daha büyük hizmet etmesine vesile olur. En azından bizde bu konularda Avrupalıların veya yabancıların ağızına düşerek Türk mutfağına hizmet ettiğini zannedenlerin ağızından bu konularla ilgili birkaç satır düşünce, söz duymuş oluruz. Çünkü iş ciddi olunca bunlar gibiler sadece sessiz kalarak bu tür konuları görmezden gelmektedirler.

Ahmet Dede, Somer Sivrioğlu ile yan yana da gelmiş biri olarak ulusal mutfak kültürümüzün çıkarları ile güvenliğini ilgilendirmekte olan yukarıda da belirttiğim böylesi ciddiyeti oldukça yüksek olan hassas konularda söz söyleyebilecek kabiliyette veya cesarette sahip mi?

Ahmet Dede gibilerini yıllardır haddinden fazla ön plana çıkartan bazı medya sahipleri, takiyeci olduğunu bildiğim ve bu konuyla ilgili olarak oldukça haklı sebepler söyleyebileceğim Gökmen Sözen, burada yer verdiğim ciddi konularla ilgili sizler ne yaptınız? Yengeçli mantı, Trüf yağlı bamya yaparak Türk mutfağını tanıttığını zannedenlerin mi reklamını yapıyordunuz? Somer dahi bu konularda ‘ahmaklığımdı’ diye itirafta bulunuyor ancak sonra yine kendiyle doğal olarak çelişiyor.

Peki, neden hiçbir Fransız şefi veya İtalyan şefi ‘Confit de Canard’ yaptıklarında ya da ‘Risotto’ yaptıklarında bize kendi mutfaklarını beğendirebilmek için bunları bamya ile sunmuyor? Yunanlılar da yine öyle bir özenti anlayışı içine asla girmiyor. Kısacası kendi ulusal mutfağını gerçek anlamda temsil eden hiçbir yabancı şef, sahibi oldukları restoranlarda veya çalıştıkları çoğu yerde bu tarz hareketler içine asla girmiyor. Peki, siz sözde Türk mutfağına hizmet ettiğini sananlar aslında neye hizmet ederek bu anlayışlar içeresine giriyorsunuz? Amacınız nedir? Dayanağınız nedir? Kimlerdir?

‘TÜRK KONSEPTİ’ KELİMESİNİ KENDİSİNE KALKAN YAPANLAR

Neden siz bunların ağızlarının içine düşerek ‘Türk’ kelimesini de kendinize kalkan yapıp bizim Türk mutfağımızı yozlaştırıyorsunuz? Bunun adına da ‘Türk konsepti’ diyorsunuz… Siz ve bunu diyen yabancılar Türk konsepti nedir, ne değildir bundan haberdar bile değilsiniz. Michelin rehberinin de kasıtlı olarak çok uzun yıllardır gerçek Türk mutfağı konseptinden haberdar olmak istemediği gibi sizde gerçek Türk mutfağından haberdar değilsiniz… Nedenleri nedir? Bunları birde siz açıklayınız da milletimiz kendi mutfak kültürünü yozlaştıranların aslında kime ve neye hizmet etmekte olduğunu daha iyi anlasın.

AHMET DEDE ÖNCE TÜRKİYEDEKİ LEZZETLERİ YAKALA ONDAN SONRA TÜRK ŞEFLERİNE LAF EDECEK KONUMA KENDİNİ KOYARSIN

Ahmet Dede şunu asla unutmamalıdır: Yurt dışında michelin yıldızı almış olmak seni Türkiye’deki şeflerden çok daha yetenekli yapmaz. Yurt dışında çok az kişi gerçek Türk lezzetlerini sunabilmektedir. Hatta çoğunuz aşçılığı dahi yurt dışında öğrenen kişilersiniz. Bu anlamda Türkiye’de eline su dökemeyeceğin birçok usta-şef vardır. Senin michelin tarafından onlara hizmet edecek konumda görülmen bu ustalarımızın el lezzetlerini yakalayabildiğin anlamına asla gelmez. Önce o lezzetleri yakala ondan sonra Türkiye’deki Türk mutfağı şeflerine laf edecek konuma kendini koyarsın.

MİCHELİN ALMIŞ OLMAK İLE TÜRK MUTFAĞI ŞEFİ OLMAYI BİRBİRİNE KARIŞTIRMAYIN

Eğer Ahmet Dede yurt dışında gerçekten Türk yemekleri konseptine sahip bir restoran arıyor ise Washington D.C.’de bulunan Jose Andres’in Zaytinya konseptini ve bu konseptin hangi tarz sunumlara ağırlık verdiğini araştırmalıdır. Hatta kendisi Zaytinya restoranının neden bu tarz sunumlardan asla ödün vermediğini de defalarca sorgulamalı ve düşünmelidir. Jose Andres gibi dünyaca ünlü yabancı bir şefin bile mutfak kültürümüz söz konusu olduğunda taviz vermediklerinden sizler taviz veriyorsunuz. O İspanyol, siz Türk şefisiniz öyle mi? Siz İspanyol olan Jose Andres’in Türk mutfağı ile ilgili konularda asla vermediği tavizlerin zerresini ülke mutfağımıza katamayanların ne söylediğinin Türk mutfağı nezdinde asla bir hükmü yoktur. Siz bazılarınız en az İspanyol olan Jose Andres kadar Türk mutfağı ile ilgili olarak omurgalı duramadığınız sürece de michelin almış olmakla Türk mutfağı şefi olmuş olmayı asla birbiriyle karıştırmayınız.

AHMET DEDE DÂHİL TÜRK MUTFAĞI İLE İLGİLİ OLARAK İŞ TECRÜBELERİ KISITLI OLANLAR SADECE SUSMALIDIR

Sözde michelin yıldızları üzerinden Ahmet Dede örneğinde olduğu gibi Türk mutfağı şeflerine bir takım imalarda bulunmaya çalışması asla doğru değildir. Hele bu imaları yapanların Türk mutfağı ile ilgili olarak iş tecrübeleri oldukça kısıtlı ise bu konularda sadece susmaları gerekir.

Washington D.C.’de bulunan Zaytinya her anlamda yüzde yüz Türk konseptine sahip olmasa bile sunduğu Türk yemeklerinde bize özgü doğal sunumdan ve isimlerde asla ödün vermemektedir. Bu anlamda yurt dışında Türk konseptine sahip diyebileceğimiz en önemli restoranlardan biridir. Siz Türk mutfağını temsil ettiğini sanan ancak Türk mutfağını içerde veya dışarda yozlaştıran kişilersiniz.  O yüzden bunları bilmenizde çok büyük fayda var.

4.jpg

JOSE ANDRES ZAYTİNYA İÇİN MİCHELİN ALMAYI BİLMİYOR MUYDU?

Siz kim oluyorsunuz ki?

Jose Andres gibi biri  Zaytinya restoranı için Washington D.C. gibi bir yerde michelin yıldızı almayı bilmiyor muydu? Peki, neden benimde çok iyi bildiğim o konseptinden yıllardır asla ödün vermedi? Belki michelin yıldızları gelecekte sırf bazı tezlerimi çürütebilmek için bu yazımdan sonra Zaytinya restoranına da michelin yıldızı verir. Belki Türkiye’deki gerçek Türk mutfağı konseptli restoranlarımıza da yıldız vermeye başlarlar Ne dersiniz?  Çünkü ortaya attığım tezler michelin içinde büyük tehlike… Belki o yüzden siyasi ve politik nedenleri onlarda yakın zamanda bir kenara bırakarak gerçek Türk konsepti varlığını hatırlamaya başlarlar. Keza 2020 michelin için büyük bir fiyasko ile sonuçlandı. Kendilerini daha fazla gerçek yemek yapan restoranlara ve şeflere pazarlamaları gerekiyor. Bunun içinde düğmeye basmaları gerekebilir. Belki siyasi-politik nedenleri bir kenara bırakıp artık Türkiye’ye uğramaları gerekiyor. Ama gerçek Türk mutfağı konsepti üzerinden uğramalılar.

RÜZGÂR NEREDEN ESERSE DÜMENİ ORAYA

Aşçıhaber “Doğru söyleyeni 9 köyden kovarlar ama biz yine de doğru söylemeye devam ediyoruz.” diyor. Bu görselleri oluşturan başta İlhan Özcan-Aşçıhaber.com sahibi, editörleri olmak üzere geçmişten günümüze kadar gazeteci Özkan Altıntaş-turkiyeturizm.com sahibi, Foodinlife.com sahibi Gökmen Sözen sizlerde buradaki konuları iyi okuyunuz. Geçmişte doğruları ifade ettiğimde “Piyasadan silinirsin” diye türlü tehditler yapan ve bu gün medyatik olan o kişilere karşı neden gıkınız çıkmadı? Aksine hepsine çanak tuttunuz. Birbirinizin reklamını yaptınız. Başta sizler olmak üzere piyasadaki hepiniz bu işlerin perde arkasında dönmekte olan o gerçekleri iyi biliyorsunuz. Hatta mutfak kültürümüzün yozlaşmasında sizin de oldukça emeğiniz çok. Ama hepiniz sustunuz, hep susuyorsunuz. 

Doğru söyleyenin dokuz köyden kovulduğu doğrudur. Dokuz köyden kovulanlar gerçekte kim veya kimlerdi? Bilmenize rağmen o zamanlar bu sözler akılınıza gelmemiş miydi? Nereden aklınıza gelecekti ki... Rüzgâr nereden eserse dümeni oraya kırıyordunuz. Hala öyle değil mi? Hala öylesiniz.

Bunlar ve daha ismini vermediğim başkaları ‘Türk gururu’ gibi kelimeleri kullanarak mutfağımızın altını oyanları övmektedirler.

EDİNE’DEN HAKKÂRİ’YE KADAR YEMEK REÇETELERİMİZEDE YUNAN YOĞURDU YAZANI ALKIŞLATTINIZ

Bunların övdükleri her zaman mutfak kültürümüzü yozlaştıranlardı. Edirne’den Hakkâri’ye kadar reçetelerimizde ‘Yunan yoğurdu’ yazıldı ve tüm dünyaya farklı dillerde basılarak dağıtıldı. Siz bu kitabı ve yazarını Türk milletine alkışlattınız. İçerisinde olandan haberiniz var mıydı? Haberiniz vardı madem: Niye Türk milletine kendi mutfak kültürünü temsil ediyor diye bir algı oluşturup böyle bir içeriği alkışlattınız? Bunlardan madem haberiniz yoktu: O zaman niye okumadan insanlara alkışlattınız? Diyelim ki haberiniz yoktu ama artık öğrendiniz. Şu halde neden insanlar ile doğruları paylaşmıyorsunuz, düzeltme yapmıyorsunuz? Aslında her halükarda danışıklı dövüş yapıyorsunuz. İşte o yüzden tarih önünde her halükarda sizlerde suçlusunuz.

Türk yemeği kitabı adı altında Dünya’ya yoğurdumuzu dahi kendi reçetelerimiz içinde “Yunan yoğurdu” olarak tanıtanları “Türk gururu, Türkiye’nin gururu” diye övdünüz, övmektesiniz. Bunların hiçbirinden haberi olmayan gençlerimiz ve insanlarımızda bu kişileri kendilerine örnek aldılar, almaktalar. Ancak bunlar Türk mutfak kültürünün altını oyanlardan sadece bazılarıdır. O halde neden bazıları bunları ön plana çıkartıyor?

Bunlar içerde veya dışarda bizdenmiş gibi gözüken koyun postuna bürünmüş kurt misali gibidirler. Bunlar her anlamda kadim değerlerimize, kadim mutfak kültürümüze dolaylı yollardan düşmanlık edenlerdir.  

5.jpg

 

MİCHELİN ÜZERİNDEN TÜRK MUTFAĞI ŞEFLERİNE ELEŞTİRİ YAPACAK BİR KONUMDA KENDİNİZİ ASLA KOYMAYIN

Ahmet Dede ve gelecekte onun izlediği yoldan gidecek olan içimizdekilere sesleniyorum: Avrupalılar tarafından veya Türk mutfağı konusunda asla otorite olamayanlar tarafından onların belirlediği çizgide olduğunuz için övüldüğünüzde gerçek Türk mutfağı şeflerimize eleştiri yapacak bir konumda kendinizi asla görmeyiniz. Çünkü michelin yıldızları gerçek Türk mutfağı şeflerinin asla kendilerine hedef koyduğu ulaşılası bir yer değildir. Bunların nedenlerini de oluşturduğumuz akademik tezler çok daha iyi açıklamaktadır. Siz kendinize koyduğunuz hedefler çerçevesinde, kendi yürüdünüz yol içinde Avrupalıların veya yabancıların belirlediği kriterleri yerine getirdiğinizde onlar nezdinde başarılı gösterilebilirsiniz. Ancak gerçek Türk mutfağı ve onun çizgisi sizinkinden çok uzaktadır. Bu anlamda gerçek Türk mutfağı nezdinde kendinizi asla başarılı görmeyiniz. Türk mutfağı ile ilgili, Osmanlı mutfağı ile ilgili çok daha fazla tecrübe edinmelisiniz. En önemlisi okumalı, araştırmalı, düşünmeli, sorgulamalı ve yazmalısınız.

Bazılarınızın Türkiye’de çıraklıktan öğrenmediği Türk mutfağı sizin sunduğunuzu sandığınızdan çok daha başkadır.

Eğer bir gün michelin bizim koyduğumuz çizgi içerisine girer ise onu da o zaman konuşuruz. Ancak o güne kadar diyeceğimiz söz şudur: Sizin michelin yıldızı rehberiniz var ise, bizimde Ayyıldız rehberimiz var. A’dan Z’ye Türkiye’nin Türk mutfağının tüm Dünya’daki en değerli şefleri bizde.

Özellikle yurt içinde ya da yurt dışında Türk mutfağına, Türk mutfağı şeflerine saldırmakta olanlar: Burada yer verdiğim tüm hususları çok iyi okuyunuz ve bunları sakın unutmayınız…

Saygılarımla

Tolgahan Gülyiyen

Türk Mutfağı Diriliş Hareketi Lideri

TMDH_4.jpegKonuyla İlgili Olabilecek Arşiv Kaynakları 1:

ARŞİV-0

logologo3wtca1logo tolgahanzg logo