EFSANE ŞEFLERİ ANMA HAFTASININ SON GÜNÜ
Bu gün 7-15 Ocak Türk mutfağının efsane ve duayen şeflerini anma haftasının son günüydü.
Türk mutfağının efsane şefleri Aydın Yılmaz ve Zeki Gülyiyen, rahmetli Cemal Türkan ustamızın öz yeğeni olan Sayın Murat Bulut şefin sahibi olduğu Akdeniz konseptli Türk lokantasında da anıldı.
Sayın Tolgahan Gülyiyen buradaki anma etkinliğine katıldı ve yaklaşık 13 yıl önce kendisine verilmiş olan milli takım kaptanı şef ceketini uzun bir aradan sonra tekrar giydi.
30.12.2007 tarihinde Sayın Tolgahan Gülyiyen’in 19 yaşındayken milli takım kaptanı olarak seçildiği hürriyet gazetesinden Hande Başpınar’ın haberiyle duyurulmuştu.
Uzun yıllar önce hürriyetinde haberinde belirtilen başarısı neticesinde milli takım kaptanlığı görevi ve şef ceketi kendisine takdim edilen Sayın Tolgahan Gülyiyen, bu takdimden kısa bir süre sonra sektörün ve bazı çevrelerin iç yüzlerine genç yaşlarındayken bu olayla da bizzat şahit olmuş.
Değerli efsane şefimiz Zeki Gülyiyen’in adamcılık, iltimas ve kendi adamlarını kayırma konusundaki taviz vermeyen tutumu neticesinde bu görevde bulunması engellenmiş. Kendilerine bu görevi verenler Zeki Gülyiyen’den Türk mutfağına ihanet olarak değerlendirilecek beklentiler içine girmişler, ancak beklediklerini alamamışlar. Bunu da zamanında değerli efsane şefimiz Zeki Gülyiyen, Sayın Tolgahan Gülyiyen’e şu cümleler ile açıklamış. “Onlara adamcılık yaptıkları için çok büyük tepki verdim.”
Türk mutfağının geleceğini kişisel makam ve ihtiraslarına kurban edenlerin, Türk mutfağına ihanet edenlerin ve dahi milli takım şef ceketini kişisel çıkarları için açık artırmaya çıkartmış şekilde davrananları tüm detaylarıyla Sayın Tolgahan Gülyiyen daha önceden yaptığı bir yazılı açıklama da açıklamıştı.
Değerli şefimiz Sayın Tolgahan Gülyiyen bu gün o milli takım ceketini giyerek aşağıdaki şu açıklamayı yaptı.
BİRÇOĞUNUN SÖZDE BAŞARILARI, MEVKİLERİ, MAKAMLARI ŞİKE SONUCUNDA ELDE EDİLMİŞTİR VE ŞAİBELİDİR
“Geçmişten günümüze kadar Türk aşçılık camiası içinde, özellikle federasyonculuk oyunları oynayanlar arasında ne gibi çıkar çatışmalarının olduğunu sektörümüzdeki birçok kişi de çok iyi bilmektedir. Türk mutfağını yıllarca bu kısır kavgalara ve kişisel makam hırslarına kurban etmiş olanların, hatta Türk mutfağına ihanet etmiş olanların iç yüzlerini en iyi bilenlerden biriyim. Bunların milli takım kaptanı veya aşçılarını seçerken takındıkları tavırlar ve kriterler iyi yemek yapmanızdan veya mesleğimizde başarılı olmanızdan daha çok kendi çıkarlarına çalışmanızla alakalıdır. O çıkarların en başında ise onların adamı olmanız gelir. Onlara asla hak etmedikleri methiyeler ve övgüler düzmelisiniz. Bunlar tabi ki en bilinenleridir. Birde bilinmeyen ve işin perde arkasında kalması için çaba gösterilenler kısmı vardır. İşte o yüzden her anlamda bu güne kadar milli takım kaptanı olarak ön plana çıkartılmış olanların çoğunun ilk yerine getirmesi gereken bazılarının şahsi menfaatlerine uygun çalışarak o yönde hareket etmektir. Hatta onların çıkarlarına göre adamcılık,iltimas oyunlarına boyun eğmeleri o görevleri elde edebilmelerinin ilk şartıdır. Mesleki olarak yetenekli ve başarılı olmaları sonra gelen kriterler arasındadır. İşte o yüzden sektörümüzdekilerin sözüm ona federasyonculuk oyunlarıyla tepede yer alanlarının birçoğunun sözde başarıları, mevkileri, makamları şike sonucunda elde edilmiştir ve şaibelidir.
Aşçılarımız arasında her anlamda tam bir birlik ve şeffaflık kazandıramadığımız sürece tarafıma hürriyet gazetesinde haber yapılarak verilmiş olan bu şef ceketinin bize anlattıklarından asla kurtulamayacağımız tarihi bir hakikattir.
Hürriyetten duyurularak şahsıma yaklaşık 13-14 yıl önce verilmiş olan o milli takım kaptanı ceketini uzun bir aradan sonra bu gün tekrar üzerime giydim.
Evet, o şef ceketi bir şef üniforması olmaktan çok daha fazlasıdır. O üniforma anlayabilenler ve duyabilenler için sektörümüze dair birçok önemli konuları anlatmaktadır. O şef ceketi bir tarihti temsil etmektedir. O milli takım kaptanı şef ceketi her anlamda geçmişten günümüze kadar olan her şeyi açık bir şekilde anlatmaktadır. Ne mutlu o şef ceketinin konuştuklarını anlayabilenlere ve bunları düzeltebilmek için çabalayanlara.”
TÜRK MUTFAĞI DİRİLİŞ HAREKETİ
