GÜNDEMİMİZ TÜRK MUTFAĞI
En Az 11 Yıldır Gündemimiz Türk Mutfağı
Şef Ertuğrul Yasin Yurt, liderimiz Tolgahan Gülyiyen tarafından dün TMDH Türkiye Özel Temsilcisi olarak atanmıştır. Kendisinin bu güne kadar bu göreve talip olan adaylar içinden en doğru kişi olduğuna yürekten inanıyoruz. Kendisi TMDH adına Türkiye içinde il veya ilçelerde temsilci adayları göstermeye, seçmeye veya görevlendirmeye yetkilidir.
Türk mutfağının dünü, bugünü ve geleceği ele alınarak TMDH tarafından kapsamlı bir şekilde değerlendirilmiştir. Türk mutfağının duayen ve efsane şefleri Aydın Yılmaz ile Zeki Gülyiyen adına düzenlenecek olası etkinlikler, eğitim faaliyetleri ve yarışmalar bu gün TMDH tarafından yıllardır değişmeyen gündem maddesi olarak öne alınmıştır.
Uzun yıllar önce atılmış olması gereken ancak bilinen nedenlerden ötürü sürekli göz ardı edilen adımları atma konusunda liderimiz Tolgahan Gülyiyen kararlığını ortaya koymuştur.
Bu gelişmelerin ardından Sayın Tolgahan Gülyiyen TMDH hareketinin hem kısa hemde uzun vaade de geçmişten günümüze ve geleceğe kadar olan bazı hedefleriyle ilgili aşağıdaki yazılı açıklamayı yapmıştır. Bu açıklamayı başlıklar halinde sizler için derledik.
UZUN YILLARDIR BEKLENTİMİZ VE HAYALİMİZ VARDI
Atalarımızdan aldığımız bayrağın gereğini yerine getiriyoruz. Özellikle geçmişte maruz kaldığımız tüm engelleme çabalarına türlü tehditlere ve entrikalara rağmen bu konularda ilk günkü azmimiz ile kararlılıkla çalışmaya yılmadan devam edeceğiz.
Uzun yıllardır bir beklentimiz vardı. Kendi adımıza asla değildi bu beklenti. Türk mutfağı adına herkesi kucaklayacak ve gerçek değerlerimizi bizlere hatırlatacak bir beklentiydi o.
Türk mutfağı tarihinde gerçek manada kişisel çıkarlarını gözetmemiş iki duayen efsane şefimiz var ki sektörde uzun yıllardır bulunan herkes onların Türk mutfağı adına karşılıksız şekilde neler yaptıklarını, ayrıca yapmak isteyip de nasıl yapamadıklarını çok ama çok iyi bilirler. Yine aynı kişiler, bu isimlerin Türk mutfağı adına yüksek derecede önemli anlamlar ifade ettiğini de çok iyi bilirler. Tabi ki bunlar, bu gerçek değerler Aydın Yılmaz ve Zeki Gülyiyen ustalarımızdır. Bu efsane ustalarımızın sağlıklarında da savundukları değerlere yakışan doğrultuda eğitim faaliyetleri ve etkinlikler düzenlenmesi, maalesef bazılarının Türk mutfağından daha önde tuttukları kişisel çıkarlarına aykırıydı. Bunlar kendilerini dev aynasında görerek sadece kendilerini ve kendilerine yakın olanları yetenekleri olsun ya da olmasın her zaman ön plana çıkarmak için çaba harcayan ancak Türk mutfağı için esasen yıllardır kişisel çıkarları dışında yaptıkları faydalı hiçbir çalışmaları bulunmayan kişilerdir. Yine de gösteriş ve egolarını doğru zamanda doğru yerlerde, doğru kişilerle beraber iyi kullanmışlardır. Zaman zamanda başkalarını basamak olarak kullanmak suretiyle Türk mutfağına karşı hakarete varacak şekilde açıklamalar yapma cüretini dahi göstermişlerdir. Danışıklı dövüşü gerekli konularda kendilerini ön plana çıkarmak için çok iyi başarabilmişlerdir. Buna rağmen Türk mutfağının edebiyatını yapabilme konusunda da kendilerini yetkili gibi konumlandırabilmişlerdir.
OLUŞTURULACAK FAALİYETLERDEN TEK BEKLENTİMİZ: ASLA UNUTULMAMASI GEREKEN MİRASIMIZI KUŞAKTAN KUŞAĞA AKTARMAK OLACAKTIR
Bizim amaçlarımız arasında kaynakları israf ederek gösteriş yapmak asla yer almıyor. Bu yüzden sayılarımızdan daha çok yapacağımız işlerde niteliğimizi ön planda tutmayı hedeflemekteyiz. Bu yüzden uzun yıllardır beklentisi içerisinde olduğumuz Aydın Yılmaz ve Zeki Gülyiyen adına oluşturulacak olan olası geleneksel faaliyetlerin kapsamını ya da katılımını geniş tutmak ile ilgilendiğimizde çok söylenemez. Özellikle Dünyanın içerisinde bulunduğu şu ortamda bunu öncelik olarak görmemiz kısa vadede mümkün değildir. Efsane şeflerimizin adlarının manevi ve sembolik değerleri bile başlı başına bizlere yani Türk mutfağına kâfi derecede yeterlidir. Zaten böylesi bir mirasın sahiplerinin oluşturulacak etkinliklerde sayılarından daha çok nitelikleri ön planda olmalıdır.
Yine de efsane şeflerimize yakışır şekilde geleneksel olarak oluşturulacak faaliyetlerden eğer bir beklentimiz olacak ise bu; efsane ustalarımızın Türk mutfağını nerelerde görmek istediklerini gençlerimize anlatmak, asla unutulmaması için kendi miraslarımızı sahiplenmek ve en önemli değerlerimizi kuşaktan kuşağa aktarmak asıl olan gerçek temel beklentilerimiz ve amaçlarımız olacaktır. Yoksa birçoğunun günümüze kadar yaptıkları faaliyetlerden değişik beklentiler içine girmesi ya da bizlerden benzer tarzda yaklaşımlar umulması asla beklenmemelidir. Gösteriş merakına düşerek, kendimize yakın olanları kayırarak adaletsiz şekilde ödüllendirme gafletine de asla girilmemelidir. Gerçek manada tarafsız ve Türk mutfağının duayen ustalarına yakışacak sade ama yerinde adımlar atmak bu faaliyetlerin özünün prestijine zaten prestij katmaya kafidir. Burada kuru kalabalıklardan ziyade ustalarımızın Türk mutfağı için taşıdıkları büyük anlam, maneviyat, samimiyet ve herkese adil derecede yaklaşan bir tutum belirleyici olacaktır. Bu tutum ise sektörde yer alan samimi, aklı selim olarak mesleğini gerçek manada Türk mutfağına fayda sağlamak üzerine icra eden herkesi kucaklayacaktır.
MESLEĞE GÖNÜL VEREN HERKESİ KUCAKLAYACAK SÖYLEMLER İLE ÖNCE YURT İÇİNDE...
Bizler silmekte mahir olanların, dışlayan ve ötekileştirenlerin aksine kalpleri, gönülleri kazanmak istiyoruz. Bizler mesleğe samimi olarak gönül veren herkesin çıkar ilişkileri içinde zai olmasını, dışlanmış bir şekilde küstürülmesini artık istemediğimizi bu gün açık bir şekilde ifade ediyoruz. Tüm farklılıklara rağmen Türk mutfağı için bir ve beraber olarak bir arada çalışılmasının temin edilmesi hususunda oluşturduğumuz politikalarımız bizi daha da ileriye hep beraberce Türk mutfağı olarak taşıyacaktır. Mesleğe gönül veren herkesi kucaklayacak söylemler ile önce yurt içinde sonra da yurt dışında Türk mutfağına büyük katma değer ve prestij katacağımız hususunda zerrece şüphem yoktur. Bölünmüşlükleri ve bozulmuşlukları toparlamak hususunda hepimiz elimizi taşın altına koymak zorundayız. Bu Türk mutfağına gerçek manada samimi olarak gönül verdiğini söyleyen herkesin bugün ve yarın istikbalde de asli görevi dahi kişisel sorumluluğu olmalıdır.
BABAM RAHMETLİ İÇİN SAYGI DURUŞLARINA DAVET EDEN TAKİYECİLERİN BU GÜN NELERE HİZMET ETTİĞİNİ ZAMAN BİZE GÖSTERMİŞTİR
Malum kişiler yüzünden bilinen nedenlerden ötürü her zaman Türk mutfağı için böylesi önemli ustalarımız vefatlarından sonra kasten göz ardı edilmişlerdir. Hatta özellikle Zeki Gülyiyen ustamızın oluşturduğu Türk mutfağı davası onun eğitim adına yaptıkları ve tüm idealleri kasten unutturulmak istenmiştir. Babam rahmetli olduğunda mevcut Federasyonları, dernekleri, yarışma organizasyonlarını yani tüm sektörü saygı duruşlarına davet edenler, işte bu takiyecilerin dolaylı olarak veya doğrudan bu gün nerelerde nelere hizmet ettiğini de herkes çok iyi gözlemlemektedir. Aradan geçen zaman hepsini gün yüzüne çıkartmaktadır. Bu kişilerin zihniyetine sahip olanlar benim babamın adını onun sosyal medya hesabında bu yıldan itibaren yoğun bir şekilde anmaya başlamamdan da rahatsız olmuşlardır. Babamı anmak en doğal hakkım iken, onun amaç ve davasıyla ilgili paylaşımlar yapmamdan bazılarının ne derecede rahatsızlık duyduklarının da çok iyi farkındayız. Kaldı ki aynı zihniyet bize baba mesleğimizi doğduğumuz yerde sürdürmeyi dahi çok görmüş olsa da bu konuda asla başarılı olamamışlardır. Ancak bu emellerinde başarılı oldukları kişilerin ahlarıda onların üzerindedir diye düşünüyorum. Bu malum kişilerin zihniyetleri bizleri sahip olduğumuz fikirlerimiz, değerlerimiz ve gerçekleştirmek istediğimiz projelerimizi bırakın bunlarla ilgili yazdığımız yazılara dahi tahamül edememişler, bunları geçmişte sansürleyerek, engelleyebilmek için piyasadan silmekle dahi açık şekilde mesajlar atarak tehdit etmişlerdir. Bulundukları konumları ve görevleri kendi çirkin emel ve çıkarlarına alet ederek güya dünyalık kazanç elde etmişlerdir.
Adamcılık düzenlerinin ulaştığı boyutlar içinde başarılı olmuş gözükseler de, bunlar asla amaçlarına ulaşamamışlardır. Tıpkı 11 yıl önce söylediğimiz gibi rızkımızı veren sadece ALLAH'tı. İşte o yüzden hiç bir zaman başarılı olamayacakları konularda hatta üstlerine vazife olmayan mevzularda oldukça cüretkâr şekilde tehditlerde bulunabilme gafleti içinde kendilerini konumlandırmışlardır. Böylesi zalim emellere sahip kişiler birçok kişinin de ekmeği ile oynamak bir kenara, ülke mutfağına faydalı olacak kişilerin önlerini kesmek suretiyle Türk mutfağına çok büyük zararlar vererek aslında bize zaman kaybı yaşatmışlardır.
TÜRK MUTFAĞINA EN BÜYÜK İHANETİ YAPMIŞLARDIR
Bu zihniyet sektörümüzde birçok kişiyi bir şekilde mağdur etmesini iyi bilmiştir. Bunlar uzun yıllardır güya Türk mutfağını temsil konumunda oturdukları yerde yıllardır bulunarak sadece kendi kişisel çıkarlarını gözetmişlerdir. Türk mutfağına gerçek manada katkı sağlayacak projeler oluşturanları her zaman engellemek istemişlerse de başaramadıklarını 2020 yılında çok iyi anlamışlardır. Aynı kişiler Türk mutfağına önem veriyormuş gibi davranarak aslında mutfağımıza fayda sağlayacak birçok kişinin hakkına girmek suretiyle ülke mutfağımızı yabancı mutfakların eksenine sokmuşlardır.
İşte bunlar Türk mutfağına en büyük ihaneti yapmışlardır. Bu ihaneti yaptıkları yetmezmiş gibi Türk mutfağının en büyük sorunlarından biri olan yozlaşmasına doğrudan ve dolaylı bir şekilde maalesef bilerek, isteyerek kişisel çıkarları uğruna çanak tutmuşlardır. Türk mutfağına ve kültürüne gerçek manada katkı sağlayacak projeler üreterek, uygulamak bir kenara dursun, bunlar gelecek nesillerin yabancı mutfağı hayranlığı ile kendi mutfağını ve kültürünü geri plana atarak yetişmesine büyük bir katkı sağlamışlardır.
Umulur ki bu bilinçsizce ve kişisel çıkarlara dayalı tutukları bu yollarından Türk mutfağına gerçek manada katkı sağlayacak şekilde dönmesini de bilsinler. Ancak her halükarda bizler bu yozlaşma ile Zeki Gülyiyen ustamızın da öğretisinden öğrendiğimiz gibi tüm bunlar ile kararlı bir şekilde aynı onun gibi son nefesimize kadar mücadele edeceğiz. Her zaman farkında olduğumuz anlayışlarının ve değerli göstermeye çalıştıkları özenti faaliyetlerinin Türk mutfağına elle tutulur hiç bir değer katmadığının çok uzun yıllardır farkındayız. Bu farkındalığı bundan sonra insanların bilinçlenmesi için Türk mutfağına fayda sağlayacak şekilde çıkarsız olarak tüm Dünya’da anlatma niyetinde olacağız. Bu haklı davamızı en baştan en sonuna kadar iyi okuyarak anlayanların ne demek istediğimizi gelecekte de çok iyi anlayacaklarından zerrece hiç şüphem yoktur.
KURUCUSUNA YAKIŞIR ŞEKİLDE HAREKET EDECEK BİR YÖNETİME BİR GÜN KAVUŞACAĞINA KESİNLİKLE İNANIYORUZ
Bizler Aydın Yılmaz ustamızın da kurucusu olduğu Aşçılar Derneğine en son bu yıl içerisinde açık ve direkt olarak bu doğrultuda bir çağrıda bulunmuştuk. Ancak sektörde birçoğunda olduğu gibi kendileri aynı tas aynı hamam olmaya devam edecek gibi görülmektedir. Aydın Yılmaz ustamız adına etkinlikler düzenlemek bir kenara, hatta değerli ustamızı dahi çok uzun yıllar sonra vesilemiz ile hatırlayabildiler. İşte bu yüzdendir ki 2020 yılına kadar sosyal medya hesaplarında onunla ilgili bir paylaşımları dahi bulunmazken manidar bir şekilde bu sene babalar gününde kendisini hatırlayabildiler. Ancak ilgili paylaşıma yaptığımız iyi niyet temennilerini de silmeleri maalesef kendilerine de yakışı kalmamıştır. Bizler buna rağmen sembolik değeri olan aşçılar derneğinin gelecekte kurucusuna layık ve ona yakışır şekilde kendilerinden beklenildiği gibi hareket edeceğine, en azından bu yönde gayret edecek bir yönetime kavuşacağına kesinlikle Türk mutfağı adına inanıyoruz. Hiç olmasa etik bir sosyal medya yönetimi yapabileceklerini ümit ediyoruz.
DÜNYANIN İLK MUTFAK HAREKETİ OLARAK 10 YIL ÖNCE ÇIKTIĞIMIZ BU YOLDA İLKLERİ BAŞARMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Herkesin ben dediği ortamlarda Zeki Gülyiyen ustamızın her zaman dediği gibi “BİZ” diyerek bizlere yakışan şekilde safları sık ve sağlam tutacağız. Türk mutfağını hem yurt içinde hem de yurt dışında bir çoğunun anlamakta güçlük çekeceği çok farklı konumlara getirerek temsil edeceğiz. TMDH hareketi henüz yeni ilan edilmesine rağmen dünyada eşi benzeri olmayan ilkleri ilanından itibaren başarmıştır. Uzun yıllar önce öngörülerimizde yanılmadığımız gibi, eminim ki gelecekte de yapacaklarımız ile Türk mutfağı çok farklı konumlara ulaşacaktır. Türk mutfağı özellikle kendisine ait olan ürünlerinin korunmasını da kapsayacak çok farklı çalışmalara ve projelere imza atacaktır. Bizler bunları ve daha fazlasını aklı hür, vicdanı hür özüne ve mutfak kültürüne bağlı yüksek donanımlı bir nesil oluşmasına katkı sağlayarak er ya da geç azimle, kararlılık ile çalışarak asla yılmadan gayret göstererek başaracağız.
BOZULANLARI TOPARLAMA MİSYONU TMDH HAREKETİNİN SORUMLULUĞUNDA BULUNMAKTADIR
Dünyanın ilk mutfak hareketi olarak 10 yıl önce tohumunu attığımız ve bu gün yeşermeye başlayan bu vizyonumuz Türk mutfağı için yüksek önem arz etmektedir. Federasyonculuk ve dernekçilik oyunlarıyla insanları küstürerek ayırıp bölenlerin hatta insanların haklarına girerek onların ekmekleriyle oynayanların bozduğu her şeyi toparlama misyonu da TMDH hareketinin sorumluluğunda bulunmaktadır. İşte bu yüzden bizler sektörde bölenlerin, kutuplaştıranların, yıkanların ve silenlerin bozduğu ne kadar konu var ise hepsini hiç bir çıkar gözetmeksizin toparlamak ile tarihimizden gelen görevimizin bir gereği olarak Türk mutfağı adına sorumluyuz. Bu taşıdığımız sorumluluğun gereğini bilerek buna yakışır şekilde hareket etmek bizim için yüksek önem arz etmektedir. Attığımız her adımda, yaptığımız her işte örnek olacak tavır ve hareketler sergileyerek en önemli farkımızı yani sadeliğimizi ön planda tutacağız. Amacımız hiçbir zaman taraftar toplamak olmamıştır, gelecekte de olmayacaktır. Tek amacımız Türk mutfağı için çıkarsız bir şekilde çalışarak onu hem yurt içinde hem de yurt dışında kendisine özgü ve ona yakışan bir şekilde temsil etmektir. Yozlaşmasını engelleyerek, kuşaktan kuşağa diri ve bir tutulmasını sağlamaktır. Gelecek nesiller için hep diri tutularak nesilden nesle kendisine özgü şekilde bozulmadan aktarılmasını tam manasıyla başarmaktır. Kendisine has ve var olan o gerçek değerini Türk mutfağına kimlik olarak kazandırmaktır. Yolumuz her zaman zorluydu bundan sonra da yolumuz uzun ve meşakkatlidir. Çalışmak ve gayret bizden takdir ALLAH’tandır. Yüce ALLAH'tan çıktığımız yolda bizi muvaffak etmesini ve mahcup etmemesini dilerim. Sefer bizim Zafer Allah'ındır İNŞALLAH.
TÜRK MUTFAĞI DİRİLİŞ HAREKETİ