PİYASADAN TEHDİT VE BASKILAR İLE ADAM SİLME ŞEBEKESİNİN YETKİ VE CESARET ALDIĞI KİŞİLERDEN BİRİ ZEKİ AÇIKÖZ

PİYASADAN TEHDİT VE BASKILAR İLE ADAM SİLME ŞEBEKESİNİN YETKİ VE CESARET ALDIĞI KİŞİLERDEN BİRİ ZEKİ AÇIKÖZ

Toplumun gözü önünde insanlarımız onu Türkiye Aşçılar Federasyonunun başında yıllardan beri durduğu yerde durmakta olan kişi olarak yani Z.A.(Zeki Açıköz) olarak tanıtır.

Ancak biz Aydın Türk gençlerinin ve sektörde bazılarının delilleriyle beraber bildiklerine ve birçoklarının da özgürce ifade edemediklerine göre kendisi o makamın temsilini görselde ve aşağıda yer alan nedenlerin yanı sıra piyasadan adam silme eylemleriyle ilgili bizim haberdar olduğumuz tarih olan 26 Ağustos 2009 tarihinden beri asli temsil görevini yitirerek kaybetmiştir.

Kendisinin yetki-görev verdikleri isimlerin büyük bir özgüvenle, cesaretle ilgili makamlarına da dayanarak yaptığı ve gerçekleştirdiği “Piyasadan tehdit-baskı yoluyla adam silme” gibi eylemleri göstermektedir ki; kendisi yukarıdaki şerefli ismi taşıyan kurumdan 26 Ağustos 2009 tarihinde gayri resmi bir şekilde görev ve yetkilerini kötüye kullanarak manen ayrılmıştır. Bazılarının çok iyi bilmekte olduğu “Piyasadan Adam Silme Şebekesinin Genel Ustabaşısı” makamına başta kendi olmak üzere ilgili kişilerle beraber geçiş sağlamışlardır.

Elbette bu geçişte en büyük pay sahibi başta kendisi olmak üzere yetiklendirdiği kişiler olan ve uzun yıllar beraber yürüdükleri isimlerden olan M.Y.(Mehmet Yalçınkaya) ile birlikte, bir önceki paylaşımımızda yer alan görevlerle yetkilendirdikleri A.Y.(Alaattin Yalçınkaya)‘nin payı da yadsınamayacak kadar yüksektir.

Yine birçoklarının bildiği üzere kendisi “Turkish National Team Direktor” gibi yurt dışında önemli bir temsil makamını 2012 yılında ilgili tarihte hayali bir okul olan Le Cordon Bleu Lisbon yalanları uyduran R.İ. İsimli şahsa vererek söz konusu unvanları ve makamları yalan ve dolanlarla kirletmesine vesile olmuş olarak bu isimlerle beraberce Türk mutfağına ihanet etmişlerdir.

R.İ. İsimli şahsın 16-20 yaşları arasında hiç olmayan bir okul yalanıyla kendisine adamcılık, tekelcilik, torpil ve iltimas anlayışı uygulanarak şebeke tarafından bir yerlere getirildiği ve önünün açıldığı da bilinmektedir.  Bizler bu şahsın böylesi ciddi bir emek hırsızlığını ve dolandırıcılık eylemini tek başına gerçekleştirebileceğine asla ihtimal vermemekteyiz.

Ne yazık ki uluslararası alanda da Türk mutfağını temsil görevi olan bir kimliği veya bir görevi birisine vermeden önce tüm yapılması elzem olan gerekli araştırmaların en önce yapılması gerekir. Eğer özgeçmişinde 30'lu yaşlarında en önemli konulardan biri olan okul mezuniyeti hakkında tamamen hayali bir şekilde yalan ifadeler olan birisine bu temsili verirseniz ve bunu da her hâlükârda bilerek ya da görev ihmali yaparak yaparsanız en başta ulusal mutfağımıza ihanet etmiş olursunuz. Bunun en basit nedeni: İlgili kişi veya kişilerin yurt dışından da size bakıldığında hayali olan bir okuldan mezun oldukları yalanıyla dolandırıcılık ve emek hırsızlığında bulunduğunu anlamaları uzun sürmez. Onlar bunu belki size söylemeseler de kolaylıkla anlayacak prosedürleri önceden yaparlar. Sizler ise bu kimliği verdiğiniz kişiyle beraber sadece kendinizi ve toplumumuzu ne yazık ulusal mutfağımız adına gerçekleştirildiğine asla değmeyecek bir itibar kaybına sebebiyet vererek herkesi kandırmaya yeltenenler olarak en başta kendinizi kandırmış olursunuz. Bu durum da maalesef ki her şeyden önce söz konusu kişiler tarafından bizlere, toplumuza, Türk mutfağına yapılmış olan bir hakaretle ve ihanetle eş değerdir.  İlgili unvana ve ulusal mutfağımızın temsiline büyük bir hakaret ve ihanet bu kişilerce maalesef yapılmıştır.

Buradan anlamaktayız ki R.İ. (Rafet İnce) konusunda görev ihmali yapılarak olması gereken prosedürler atlanmıştır, ya da öyle bir okul olmadığının da zaten farkında olunarak iltimasla beraber torpil yapılması suretiyle R.İ. (Rafet İnce)’yi o dönemde ilgili kimlikle ülkemizin mutfak sanatları alanında temsili konusunda skandala imza atılmasına ne yazık ki Z.A. (Zeki Açıköz) tarafından göz yumulmuş, veya neden olunmuştur. Buna neden olanlar söz konusu hakareti ve ihaneti savunduğumuz değerlerimize yapmış olarak Türk mutfağının tarihinde de vebal sahibidirler.

R.İ. ise tüm delilleri ile önceden de paylaşmış olduğumuz Le Cordon Bleu Lisbon yalanlarını o unvanla sadece yurt içinde değil yurt dışında da birçok yerde söylemiş olduğu tahmin edilmektedir. Kendisinin bizlere gönderdiği ve yalanlarla dolu ifadeleri de ne yazık ki o şerefli unvan olan “Turkish National Culinary Team Direktor” kimliği ile imzalanmıştır. O ifadelerin tamamı ise yine ne yazık ki Le Cordon Bleu yetkililerince resmî olarak yalanlanmış olan ifadelerdir.

Bununla beraber bugüne kadar paylaşmış olduğumuz görsellerde de yer alan daha birçok detay söz konusu kişi veya kişilerin kişisel menfaat sağlamak amacıyla bulundukları makamları kötüye kullandıkları, Türk mutfağına ve ulusal mutfağımız için her anlamda yüksek öneme sahip olan temsil kimliği bulunan vazife ve görevlerine de ilgili nedenlerden ötürü ne yazık ki ihanet etmiş oldukları anlaşılmaktadır. Edindiğimiz tüm bilgiler ve kanıtlar da ne yazık ki bu kişilerin kişisel çıkarları uğruna Türk mutfağına ihanet ettiklerini doğrulayarak kanıtlamaktadır.

Bunlar sadece Sayın Tolgahan Gülyiyen’in delilleriyle beraber bildiği bazı örnekleridir. Henüz bilmediğimiz birçok hususun olduğu ve söz konusu temsil makamlarının ilgili şahıslarca ne yazık ki yukarıdaki örneklerde de yer aldığı gibi kişisel çıkarları doğrultusunda birçok farklı konuda kötüye kullanıldığı tahmin edilmektedir. Bu konularda da emin olabilmek için bilgi sahibi olanların bilgi ve delilleri sunmaları veya bizlere yol göstermeleri gerekmektedir.

Ayrıca Z.A. adlı kişi Türkiye’de aşçılık sektöründe yaklaşık 10 yıl içinde sayılamayacak kadar fazla aşçılık Federasyonunun birlikten uzak bir şekilde kendi aralarında kısır çekişmeler yaşayarak ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. Sektörümüzde aşçılarımızın birbirleri arasında kısır çekişmeler yaşanmasına neden olanların en başında kendisi gelmektedir. Kendisi sektörümüzdekileri birleştirecek adımlar atmak yerine yıllardır menfaat sağladıklarına sunduğu menfaatlerle hiç ileriye gidemediği pozisyonunu aynı yerde korumuştur. Bu aşçılarımızın birlik olmak yerine ayrışmasına ve kendi aralarında kısır döngülerle çekişmelerine de sebebiyet vermiştir. Yine mevki ve makam ihtirasları yüzünden Türk mutfağı uluslararası alanda büyük zaman kaybına uğrayarak, ulusal mutfağımız için atmamız gereken adımlar ve uygulamamız gereken politikalar, stratejiler Z.A. gibi anlayışa sahip olanlar yüzünden ne yazık ki uygulanamamış ve bu da ülke mutfağımıza büyük zararlar vermiştir.  

Buda şahsın egosundan kaynaklanan ve sadece “Ben bilirim ve ben yaparım” anlayışı ile alakalı olarak insanları TAFED’den kendi koltuğunun selameti için uzun yıllardan beri dışlaması veya barındırtmaması sebebiyle de ayrıca alakalıdır.

Kendileri tarafından oluşturulan etkinliklerin neredeyse hepsinde ne yazık ki sadece kendi istediklerine ve kendilerine olan sadakate göre ödül veya ödüller vermektedirler. Bu son yıllarda da sektördeki bazı isimlerce de dillendirilmektedir. Verilen sözde başarı ödüllerinin birçoğu geçmişten günümüze kadar liyakat esasına göre değil kişilerin federasyonlardaki ya da derneklerdeki konumları, yetkileri veya etkileri esasına göre kendi tanıdıklarına ya da yakınlarına sunulmakta olduğu da tarafımızdan uzun yıllardan beri gözlemlenmektedir.

Yakın zaman içerisinde bir açıklamasında söz konusu kişi geçmişte önünü kestiği ve kısır çekişmelerin yaşanmasına sebebiyet verdiği tüm çevrelere de sanki seslenircesine şu sözleri 2020 yılının Eylül ayı içinde ifade etmiştir: “Yerli üretimi desteklemek için önemli adımlar atıldı. Ancak biz Türk Gastronomi camiası olarak bunun gerisinde kaldık. İçimizdeki kısır çekişmeler, vizyon sahibi olmayan hareketler, dünyanın gelişmesini takip edememek bizim bu durgunluğu yaşamamıza sebep oldu. Ancak artık geriye bakıp hesap sormanın zamanı değil, ileriye bakıp yeni bir hikâye yazmanın zamanı geldi.” Z.A. (Zeki Açıköz)

Bu açıklama Sayın Tolgahan Gülyiyen’in Z.A.'ya seslenerek yazdığı son derece anlamlı bir mektupla istifa çağrısı yapmasına neden olmuştur. Yukarıda yer alan Z.A'nın tüm ifadeleri günümüze kadar sergilediği tavır ve eylemleri de göz önüne aldığımızda her açıdan son derece talihsiz olarak nitelendirdiğimiz bir açıklamadır.

Kendileri zamanın gerisinde kaldıklarının itirafını da zaten yapmış olmalarına rağmen ve sektörümüzde birçok adaletsiz-hukuksuz uygulamaların bizzat sebepleri olmuşken, bağlantılı veya yakın oldukları yazarlar eliyle kendilerini övdüren yazılar da yazdırtmaktadırlar.

Yukarıdaki ifadelerden bir süre sonra kendi kendilerini 5 kişi ile tüm dünyada Türk mutfağına yön veren şefler yaptırtmışlardır.

Talihsiz ve bir o kadar da komik karşıladığımız ilgili yazı hakkındaki tüm düşüncelerimiz o tarihlerde de açık şekilde kamuoyu ile paylaşılmıştı. Bu düşüncelerimiz ayrıca yazıyı yazmış olan yazarda iletilmiş ve kendisine; Z.A.’nın geçmişten günümüze kadar Türk mutfağına ne gibi zararlar vermiş olduğu konusunda tarafımızdan tüm delilleriyle açıklanmıştı.

Söz konusu 5 kişi hikayesi sektörümüzde de birçok kişinin doğal ve haklı olarak rahatsız olmalarına neden olmuştur. Çünkü tüm dünyada Türk mutfağına yön verebilecek şefler veya yön veren şeflerimiz sadece 5 kişi ile asla sınırlandırılamaz. Bu şefler arasında ise ilgili yazarın yer verdikleri de dahil olmak üzere yukarıdaki nedenlerden ötürü Z.A. (Zeki Açıköz) isimli şahıs kesinlikle kendisine yer bulamaz düşüncemizi haklı nedenlere dayanarak kuvvetle savunmaktayız.

Yüce Türk Milletinin ve Kamuoyunun Bilgisine Saygılarımızla Arz Ederiz

TÜRK MUTFAĞI DİRİLİŞ HAREKETİ

SÖZCÜLÜĞÜ

sözcü.jpeg

logologo3wtca1logo tolgahanzg logo